İçinde san olan 8 harfli 45 kelime var. İçerisinde SAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında san olan kelimeler listesine ya da Sonu san ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A N S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

NAS, SAN

2 Harfli Kelimeler

AN, AS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KUTSANMA
...
İNSANCIL

  1. [sıfat] İnsan seven
  2. İnsanla ilgili
    • "Böylesi bir yaklaşım arzusunu sarmalayacak insancıl birikimden yoksundum." (Çetin Altan)
  3. İnsana değer veren
    • "İşte o gün hocamızın yine insancıl bir yanını keşfetmiştik." (Haldun Taner)
  4. İnsancılık yanlısı olan, beşeriyetçi, hümanist

RÖNESANS
...
HORASANİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Üst bölümü sarıktan taşacak biçimde yapılmış hoca kavuğu

SANATSIZ
...
SANSÜRCÜ

  1. [isim] Sanat eserlerini denetlemekle görevlendirilmiş kimse
  2. Sansür yanlısı
    • "Sansürcü bir anlayış."

SANGILIK

  1. [isim] Sersemlik, şaşkınlık
    • "Nen var, niçin böyle küskün duruyorsun, dediler.-Hiç, dedi, başımda bir sangılık var." (Memduh Şevket Esendal)

EFSANEVİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Efsanelerde geçen, kendisi için efsaneler düzülen veya efsaneyi andırır nitelikte olan (kimse, hayvan, yer), menkıbevi
    • "O günün benim için en büyük nimeti o efsanevi başı yakından görmem olmuştur." (Ahmet Haşim)

SANDIKÇI

  1. [isim] Sandık yapan veya satan kimse

LİSANSLI

  1. [sıfat] Lisansı olan
    • "Alman lisanslı elektrik sayacı."

DOKSANAR

  1. [sıfat] Doksan sıfatının üleştirme biçimi, her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan

SANDALYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
    • "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." (Refik Halit Karay)
  2. Makam, koltuk, mevki
    • "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." (Halide Edip Adıvar)

İBLİSANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] İblisçe
    • "Mektebi terk etmek isteyen bir talebeyi iblisane birtakım desiselerle kandırarak fikrinden döndürmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)

SANATEVİ

  1. [isim] Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer

SANSKRİT
...
HALİSANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] İçtenlikle
    • "Derhâl anladım ki bu işte bana halisane tarafgirlik edecektir." (Reşat Nuri Güntekin)

SANRISAL

  1. [sıfat] Sanrıya ilişkin

İNSANSIZ

  1. [sıfat] İçinde insan bulunmayan

MUSANNİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sınıflandırma işlemi yapan kimse
  2. Kitap yazan, yazar

USANILMA

  1. [isim] Usanılmak durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü