İçinde sall olan 8 harfli 15 kelime var. İçerisinde SALL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sall olan kelimeler listesine ya da Sonu sall ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

LAL, SAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AS, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SUSALLAR

  1. [isim] Suda yaşayan bitki veya hayvan familyası

SALLANMA

  1. [isim] Sallanmak işi

SALLAYIŞ
...
YASALLIK
...
TASALLÜP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katılaşma

MUSALLAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen (kimse)
    • "Oyundan alıntıladığı bir iki sahne, belleğimizin bize musallat ettiği iz düşümlerden oluşmadır." (Selim İleri)
    • "Akşamdan beri yüreğine musallat olan o sıkıntı gene yerini almaya başlamıştı." (Necati Cumalı)

SALLANTI

  1. [isim] Sallanma işi
  2. Sürüncemede bırakma, savsaklama

UYSALLIK

  1. [isim] Uysal olma durumu
    • "İki derin ve çocuk gibi siyah gözleri, kalın tüylü kaşları altından uysallıkla bakıyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Uysalca davranış
    • "Hemen göze çarpan bir kırıtkanlık ve uysallık vardı." (Falih Rıfkı Atay)

USSALLIK

  1. [isim] Akla dayalı olanın niteliği, rasyonalite
  2. Bir amaca en etkin biçimde ulaştıracak araçları kullanmayı gerektiren tutum

SALLABAŞ

  1. [sıfat] Başı sürekli sallanan
  2. Her sözü düşünmeden onaylayan

SALLATMA
...
MAFSALLI
...
TASALLUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Musallat olma, saldırma
  2. Sarkıntılık

SALLAMAK

  1. [-i] Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek
    • "Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." (Halide Edip Adıvar)
  2. Uydurmak, kafadan atmak
  3. Sarsmak
  4. Beklenmedik bir başarı kazanmak
    • "Seçimlerde Ankara'yı salladı."
  5. Zor durumda bırakmak
  6. Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak
    • "Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu." (Sermet Muhtar Alus)
  7. [nsz] Vurmak, tokat atmak
    • "Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı..." (Memduh Şevket Esendal)

SALLANIŞ

  1. [isim] Sallanma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü