Başında sall olan 25 kelime var. Sall ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sall olan kelimeler listesine ya da sonu sall ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sall bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SALLANABİLMEK, SALLAYABİLMEK, SALLAYIVERMEK
SALLANABİLME, SALLANDIRMAK, SALLAPATİLİK, SALLAYABİLME, SALLAYIVERME
SALLANDIRMA, SALLANTISIZ
SALLAMAMAK, SALLANTILI
SALLANMAK, SALLAPATİ, SALLASIRT, SALLATMAK
SALLABAŞ, SALLAMAK, SALLANIŞ, SALLANMA, SALLANTI, SALLATMA, SALLAYIŞ
SALLAMA
SALLI
A L L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LAL, SAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AS, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SALLAYABİLMEK
- ...
- SALLANABİLMEK
- ...
- SALLAYIVERMEK
- ...
- SALLAYIVERME
- ...
- SALLANABİLME
- ...
- SALLAYABİLME
- ...
- SALLANDIRMAK
-
-
[-i]
Sallanma işini yaptırmak
-
Asmak, idam etmek
-
[-i]
Sallanma işini yaptırmak
- SALLAPATİLİK
-
-
[isim]
Sallapati olma durumu
-
Ciddiyetsizlik
-
[isim]
Sallapati olma durumu
- SALLANDIRMA
-
-
[isim]
Sallandırmak işi
-
[isim]
Sallandırmak işi
- SALLANTISIZ
- ...
- SALLANTILI
- ...
- SALLAMAMAK
-
-
önem vermemek
- "Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." (Halide Edip Adıvar)
-
dikkate almamak, aldırmamak, ciddiye almamak
-
önem vermemek
- SALLANMAK
-
-
[nsz]
Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak
- "Dişi sallanıyor. Masa sallanıyor."
-
Bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip gelmek
- "Lamba sallanıyor. Panjur sallanıyor."
-
Salıncak, hamak vb.nde kendini sallamak
-
Vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek, oyalanmak, savsaklanmak
-
Güçlü bir biçimde sarsılmak, titremek
- "Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak
-
[nsz]
Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak
- SALLATMAK
- ...
- SALLAPATİ
-
-
[sıfat]
Düşünmeden ve saygısızca davranan
- "Sallapati bir adam."
-
Özensiz, dikkatsiz ve kaba saba yapılmış
- "Bu entarileri, basma veya patiska gibi adi ve ucuz kumaşlardan, kaba tire ile şıpın işi dikilmiş, iri taş düğmeli, sallapati bir şey sanmayınız." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Düşüncesizce, saygısızca ve patavatsız bir biçimde
- "Sallapati konuşmak."
-
[sıfat]
Düşünmeden ve saygısızca davranan
- SALLASIRT
-
-
[isim]
"Sırtına almak, yüklenmek" anlamlarındaki sallasırt etmek deyiminde geçer
- "Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
"Sırtına almak, yüklenmek" anlamlarındaki sallasırt etmek deyiminde geçer
- SALLANTI
-
-
[isim]
Sallanma işi
-
Sürüncemede bırakma, savsaklama
-
[isim]
Sallanma işi
- SALLATMA
- ...
- SALLANMA
-
-
[isim]
Sallanmak işi
-
[isim]
Sallanmak işi
- SALLAMAK
-
-
[-i]
Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek
- "Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." (Halide Edip Adıvar)
-
Uydurmak, kafadan atmak
-
Sarsmak
-
Beklenmedik bir başarı kazanmak
- "Seçimlerde Ankara'yı salladı."
-
Zor durumda bırakmak
-
Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak
- "Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
Vurmak, tokat atmak
- "Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek