İçinde sa olan 4 harfli 60 kelime var. İçerisinde SA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sa olan kelimeler listesine ya da Sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAKO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Paltoya benzer bir tür üstlük
    • "Hava sıcak, arkasındaki uzunca sako omuzlarından sarkıyor, fesi terden yapışıyor ancak aldırmıyor, yürüyordu." (Memduh Şevket Esendal)

KISA

  1. [sıfat] Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı
    • "Ahmet Kerim annesiyle kısa kesmek istediği konuşmalarını hep kapıdan çıkarken ayak üstünde yapardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gömleğin kollarını kısa tutmuşlar."
  2. Az süren, uzun olmayan
    • "Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı." (Etem İzzet Benice)
    • "Başkan açılış konuşmasını kısa tuttu."
  3. Ayrıntısı çok olmayan
    • "Kısa bilgi. Kısa yazı."
  4. [isim] Kısa olan şey
    • "Uzun lafın kısası."
  5. [zarf] Kısaca, kısaltarak
    • "Kısa konuştu."

NİSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadın

SARI

  1. [isim] Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. [sıfat] Soluk, solgun

TASA

  1. [isim] Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam
    • "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Sonra, dedim, bunun tasası sana mı düştü?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu

SAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
    • "Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "... herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Vakit, zaman
    • "Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Bir işin yapıldığı belli bir zaman
    • "Yemek saati."
    • "Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati."
  4. Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
    • "Kolundaki krom saate göz attı." (Refik Halit Karay)
  5. Sayaç
    • "Elektrik saati. Su saati."

SAÇI

  1. [isim] Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
  2. Düğün armağanı

SARP

  1. [sıfat] Dik, çıkması ve geçilmesi güç (yer), yalman
    • "İki gündür sarp dağ yollarını aşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bu mera işi gittikçe sarpa sarıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Güç, güçlük
    • "Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu." (Âşık Veysel)

İKSA
...
ORSA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
  2. Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü, boca veya rüzgâr altı karşıtı
  3. Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
    • "Orsa! diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu." (Halikarnas Balıkçısı)

ESAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
  2. Bir iş veya sözde doğru biçim
    • "Bu işin esası böyle değil."
  3. [sıfat] Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi
    • "Esas düşünce. Esas görev."

SAPA

  1. [sıfat] Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan
  2. Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış
    • "Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yan, değişik
    • "Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor." (Tomris Uyar)

SAKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse

İSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ulaştırma

ARSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer

SAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
  2. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse

SALI

  1. [isim] Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

SASI

  1. [sıfat] Küf ve çürük gibi kokan
  2. Kokuşmuş
  3. Tatsız

YASA

  1. [isim] Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
    • "Doğa yasaları."
  2. Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun
    • "Ceza yasası."
  3. Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
    • "Yer çekimi yasası. Mendel yasaları."
  4. Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü
    • "Ahlak yasası."
  5. Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel
    • "Düşünme yasaları."

SAİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sebep
  2. Güdü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü