İçinde run olan 5 harfli 12 kelime var. İçerisinde RUN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında run olan kelimeler listesine ya da Sonu run ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NUR, RUN
2 Harfli Kelimeler
UN, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KORUN
-
-
[isim]
Üst derinin en dış tabakası
- "Korun tabakası deriyi koruyan bir oluşumdur."
-
[isim]
Üst derinin en dış tabakası
- RUNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Run harfleriyle yazılmış
-
[sıfat]
Run harfleriyle yazılmış
- ZORUN
-
-
[isim]
Mecburiyet
- "Biz artık ilkel insan anlayışımızı değiştirmek zorununu duyuyoruz." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Mecburiyet
- DERUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İç, içeri, öz
-
Gönül, yürek, ruh
-
[isim]
İç, içeri, öz
- DURUN
- ...
- SORUN
-
-
[isim]
Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem
- "İskemlesinde sıkıntıyla kıpırdanarak iç geçirdiğini duydum, sorun çıkarmaya başladığımı düşünüyordu." (Ahmet Ümit)
-
Sıkıntı veren durum, dert
-
[isim]
Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem
- BİRUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
-
[isim]
Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
- BURUN
-
-
[isim]
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- "... şöyle demiştim, böyle yapmıştım, diyene burun büker." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağına çıkmış." (Sermet Muhtar Alus)
- "Çeltikçiler, o burunları Kafdağında çeltikçiler çarşıya düşmüşler, önlerine gelene dert yanıyorlar." (Yahya Kemal)
- "Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın." (Murathan Mungan)
-
Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
- "Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum." (Haldun Taner)
- "Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Kibir, büyüklenme
- "Burnundan yanına varılmıyor."
-
Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü
-
[isim]
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- TORUN
-
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- "Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Aynı soydan gelenler
- "... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- UĞRUN
-
-
[zarf]
Gizlice
-
[zarf]
Gizlice
- KURUN
- ...
- KARUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok zengin kimse
-
[isim]
Çok zengin kimse