İçinde ru olan 5 harfli 80 kelime var. İçerisinde RU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ru olan kelimeler listesine ya da Sonu ru ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

UR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KORUN

  1. [isim] Üst derinin en dış tabakası
    • "Korun tabakası deriyi koruyan bir oluşumdur."

KURUŞ

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Liranın yüzde biri değerinde Türk parası
    • "Kırmızı meşin üzerine yaldızlı en iyi cildi beş kuruşa yapardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)

FORUM

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Eski Romalılar zamanında, Roma'da ve diğer şehirlerde kamu işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan
  2. Toplu tartışma
  3. Bazı sorunların görüşülerek karara bağlandığı genel toplantı
  4. Tartışma alanı
    • "Basın, uygar ulusların forumudur."

GURUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir
    • "Aynı gururu, aynı gülünç itimadı aşkta da gösterirler." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Genç, güzel bir kızın kendisinden hoşlandığını görmek, gururunu okşuyor." (Necati Cumalı)
  2. Övünme
  3. Kurum, çalım

OKRUK
...
SERUM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pıhtılaşma sonunda kandan ayrılan sıvı bölüm
  2. Mikroplu bir hastalığa veya zehirli bir maddeye karşı aşılanmış bir hayvanın özellikle atın kanından elde edilen sıvı madde
    • "Kuş palazı serumu."
  3. Hücre yenilenmesini hızlandıran, deriyi besleyen, su kaybını, cildin solunumunu ve doğal savunmasını kuvvetlendiren sıvı

RUMBA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küba'dan Amerika ve Avrupa'ya yayılan bir dans
  2. Bu dansın müziği
    • "Caz o yıl çok yayılan bir rumbayı çalıyor." (Necati Cumalı)

VURUK

  1. [sıfat] Çarpık, çarpılmış

RUGAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ayakkabı, çanta vb. yapımında kullanılan parlak deri
    • "Yağmurlu havalarda kaldırımlar ne güzeldirler, rugan gibi parlarlar." (Peyami Safa)
  2. [sıfat] Bu deriden yapılmış
    • "Nevin'in babası siyah ipek çoraplarıyla rugan ayakkabısını giymişti." (Sait Faik Abasıyanık)

BARUT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ateşli silahla bir merminin atılmasına veya herhangi bir aracın fırlatılmasına yarayan, patlayıcı madde
    • "Hocamız barut gibi sert bir adam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

GURUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
    • "Gurup etti güneş dünya karardı." (Niğdeli Hikmet)
  2. Güneşin batması, batış
    • "Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak." (Yahya Kemal Beyatlı)

KARUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok zengin kimse

KORUK

  1. [isim] Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm
    • "Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi." (Yusuf Ziya Ortaç)

ŞURUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok kaynatılarak koyulaştırılmış şerbet
    • "Sen hele şu kadayıfın şurubuna bir göz atıver." (Atilla İlhan)
  2. Çeşitli meyve özleri ve şekerin kaynatılmasıyla elde edilen içecek
    • "Vişne şurubu."
  3. İçinde çok miktarda şeker bulunan koyu sıvı kıvamda olan ilaç
    • "Kuvvet şurubu."

RUHLU

  1. [sıfat] Görünüşü veya ruhsal durumu herhangi bir nitelikte olan
    • "Allah, ince ruhlu kibar yaratmıştı bu kızı." (Nezihe Araz)
  2. Canlı, etkili

MARUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
    • "Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." (Peyami Safa)
    • "Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Arz edilen, sunulan, verilen

YUMRU

  1. [isim] Yuvarlak, şişkin şey
    • "Alnında bir yumru var."
  2. Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde
    • "Patates nişastalı bir yumrudur."
  3. [sıfat] Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli
    • "Yumru yanaklı bir çocuk."
  4. [sıfat] Eğri büğrü, çarpık, engebeli, yamru yumru

RUMCA
...
TORUN

  1. [isim] Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
    • "Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Aynı soydan gelenler
    • "... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız..." (Atilla İlhan)

KURUM

  1. [isim] Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
    • "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." (Halikarnas Balıkçısı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü