İçinde ru olan 4 harfli 30 kelime var. İçerisinde RU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ru olan kelimeler listesine ya da Sonu ru ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

UR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GURU

  1. [isim] Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
  2. Herhangi bir sanat dalında veya işte en üst derecede değerlendirilen usta, pir

TRUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu

ARUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hecelerin uzunluk ve kısalık, kapalılık veya açıklık değerlerine göre türlü ses kalıplarından oluşan divan edebiyatı nazım ölçüsü

SORU

  1. [isim] Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
    • "Minicik ellerini uzatarak bu taş nedir, diyen sorusu hâlâ hatırımızda!" (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual

KORU

  1. [isim] Bakımlı küçük orman
    • "Arkamda çam korularının parça parça neftîleştirdiği yeşil bir dağ." (Refik Halit Karay)

ERUH
...
RUBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Giysi, giyecek, urba

DURU

  1. [sıfat] Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
    • "Duru su."
  2. Pürüzsüz (ten)
    • "Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup)

UĞRU

  1. [isim] Hırsız
    • "Şehrin en korkunç uğruları, katilleri buradan dışarı çıkamaz." (Salâh Birsel)

URUM
...
GRUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küme
    • "Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü
    • "Lehçeler grubu."
  3. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip
  4. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu
    • "Savaş grubu. Yürüyüş grubu. Savunma grubu."

RUMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anadolu Selçuklularının üsluplaştırdıkları filiz, yaprak ve hayvan motiflerinden oluşmuş dolaşık süsleme

URUP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü

RULO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dürülerek boru biçimi verilmiş deri veya kâğıt tomar
  2. Boya işlerinde kullanılan emici özelliğe sahip sünger veya sentetik silindir
  3. [sıfat] Silindir biçiminde, içine değişik malzeme konularak hazırlanmış (köfte, pasta, dondurma)

BORU

  1. [isim] Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
    • "Soba borusu kazanın içinden geçerdi." (Necati Cumalı)
    • "Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
    • "Gençlik bu, boru değil." (Atilla İlhan)
    • "Ben evin içinde zaten borusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Borazan
    • "Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)

DORU

  1. [sıfat] Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan (at)
  2. Kızıl (at donu)

EBRU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs

ORUN

  1. [isim] Özel yer
  2. Makam, mansıp, mesnet, mevki

RUAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sakağı

KURU

  1. [sıfat] Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
    • "Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
    • "Kuru çöl. Kuru tepeler."
  3. Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
    • "Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar." (Refik Halit Karay)
  4. Canlılığını yitirmiş (bitki)
    • "Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" (Halide Edip Adıvar)
  5. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
    • "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!" (Halide Edip Adıvar)
  6. Salgısı olmayan
    • "Kuru öksürük. Kuru egzama."
  7. Döşenmemiş, çıplak
    • "Kuru tahtaya oturma!"
  8. Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
    • "Kuru çayla karın doyar mı?"
  9. Etkisi ve sonucu olmayan
    • "Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  10. Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
    • "Kuru, zevksiz bir hayat."
  11. Akıcı olmayan, duygudan yoksun
    • "Kuru bir anlatım."
  12. [isim] Kuru fasulye

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü