İçinde pl olan 8 harfli 116 kelime var. İçerisinde PL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pl olan kelimeler listesine ya da Sonu pl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOMPLİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Karmaşık
-
[sıfat]
Karmaşık
- TOPLANIK
-
-
[sıfat]
Toplantı durumunda bulunan
-
[sıfat]
Toplantı durumunda bulunan
- PLATONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Gerçekte var olmayan, düşte kalan, hep öyle kalması istenilen (aşk, sevgi ve ilgi), eflatuni
- "Ona duyduğu ilgi olsa olsa platonik bir ilgi olacaktı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Gerçekte var olmayan, düşte kalan, hep öyle kalması istenilen (aşk, sevgi ve ilgi), eflatuni
- TOPLAMAK
-
-
[-i]
Bir araya getirmek
- "Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Devşirmek
- "Kırlardan çiçek topladık."
-
Devşirip kaldırmak
- "Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak."
-
Dağınıklıktan kurtarmak
- "Bu odayı biraz toplamak gerek."
-
Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek
- "Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Artırıp biriktirmek
- "Epey servet toplamış."
-
[nsz]
Hizmete çağırmak
- "Asker toplamak."
-
Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak
-
[nsz]
Şişmanlamak, kilo almak
-
[nsz]
Çıban, yara irinlenmek
-
Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak
-
[-i]
Bir araya getirmek
- SAPLATMA
- ...
- TOPLANMA
-
-
[isim]
Toplanmak işi
-
[isim]
Toplanmak işi
- MİYOPLUK
-
-
[isim]
Miyop olma durumu
-
[isim]
Miyop olma durumu
- DİSİPLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıkı düzen
- "Bu belki de ordu için şart olan disiplin ruhunu bende bulamamış olmalarındandır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "İnsan hoşlandığı işte hamaratlaşıyor, gerekli disipline farkına bile varmadan giriyor." (Refik Erduran)
-
Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü
- "Bazı kibar semtlerde ve Beyoğlu'nda bu disiplin biraz gevşerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü, bilim dalı
-
[isim]
Sıkı düzen
- HARAPLIK
-
-
[isim]
Harap olma durumu, yıkkınlık
-
[isim]
Harap olma durumu, yıkkınlık
- ŞAPLAMAK
-
-
[nsz]
"Şap" diye ses çıkarmak
- "Tokat şapladı."
-
[nsz]
"Şap" diye ses çıkarmak
- ÇÖPLEMEK
- ...
- KAPLAYIŞ
-
-
[isim]
Kaplama işi veya biçimi
-
[isim]
Kaplama işi veya biçimi
- KİTAPLIK
-
-
[isim]
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
-
Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane
-
Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda
- "Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Kitap yapmaya elverişli
- "Bu, kitaplık kâğıt değil."
-
[sıfat]
Kitap olabilecek kadar
- "İki kitaplık yazı."
-
[sıfat]
Belli bir sayıda kitabı olan
- "Otuz bin kitaplık kütüphane."
-
[isim]
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
- KASAPLIK
-
-
[isim]
Kasap olma durumu veya kasabın yaptığı iş
- "Kasaplık, terlikçilik gibi sanatlar melezlerin elindedir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Kesilmek üzere kesimevine gönderilen (hayvan)
-
Kan dökücülük, hunharlık
-
[isim]
Kasap olma durumu veya kasabın yaptığı iş
- DİPLARYA
-
-
[isim]
Pisi balığının küçüğü
-
[isim]
Pisi balığının küçüğü
- PLAKASIZ
-
-
[sıfat]
Plakası olmayan
-
[sıfat]
Plakası olmayan
- PLATFORM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yüksekçe yer
-
Büyük çaplı tabakaların çarpılması ve bunun sonucunda oluşan hafif eğimlerle nitelenen jeolojik yapı tipi
-
Bir siyaset programında, dayanılan düşünce veya düşüncelerin tümü
-
[isim]
Yüksekçe yer
- ZIPLAMAK
-
-
[nsz]
Bir yere çarpıp yukarı fırlamak
- "İhtiyar profesörün elinde tuttuğu silindir, canlı bir mahluk gibi zıpladı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Sevinçten veya oyun yapmak için bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak
- "Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir yere çarpıp yukarı fırlamak
- ÇIPLANMA
- ...
- SAPLAMAK
-
-
[-i]
Hızla batırmak
- "Bıçağı sapladı."
-
[-i]
Hızla batırmak