İçinde perde olan 18 kelime var. İçerisinde PERDE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında perde olan kelimeler listesine ya da Sonu perde ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PERDELEYEBİLMEK
PERDELEYEBİLME
PERDEDARLIK, PERDELENMEK, PERDELEYİCİ, PERDESİZLİK
DEMİRPERDE, PERDECİLİK, PERDELEMEK, PERDELENİŞ, PERDELENME
PERDELEME
PERDEDAR, PERDELİK, PERDESİZ
PERDECİ, PERDELİ
PERDE
D E E P R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
PEDER, PERDE
4 Harfli Kelimeler
DERE, EDEP, EDER, EPER
3 Harfli Kelimeler
EDE, EPE, PED, PER
2 Harfli Kelimeler
DE, ER, PE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PERDELEYEBİLMEK
- ...
- PERDELEYEBİLME
- ...
- PERDELEYİCİ
- ...
- PERDESİZLİK
-
-
[isim]
Perdesi olmama durumu
-
Utanmazlık, hayâsızlık
-
[isim]
Perdesi olmama durumu
- PERDEDARLIK
- ...
- PERDELENMEK
-
-
[nsz]
Perdeleme işine konu olmak
- "Gene o perdelenmiş gözlerinden kudurtucu bir manasızlık fışkırıyor." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Perdeleme işine konu olmak
- PERDECİLİK
-
-
[isim]
Perdecinin işi
-
[isim]
Perdecinin işi
- DEMİRPERDE
- ...
- PERDELENME
-
-
[isim]
Perdelenmek işi
-
Söyleyişte sesin değişik bir perdeden çıkması
-
[isim]
Perdelenmek işi
- PERDELENİŞ
- ...
- PERDELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin önüne perde çekmek, perde ile örtmek
-
Bir durumun, bir olayın anlaşılmasına engel olmak, gizlemek
-
Basketbolda rakibin önüne geçerek top almasını engellemek
-
[-i]
Bir şeyin önüne perde çekmek, perde ile örtmek
- PERDELEME
-
-
[isim]
Perdelemek işi
-
Bir oyuncunun rakip oyunculardan birinin topu almasına engel olmak amacıyla çevresinde bulunma
-
[isim]
Perdelemek işi
- PERDELİK
-
-
[sıfat]
Perde yapmaya elverişli (kumaş)
-
Perdeden oluşan
- "Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Perde yapmaya elverişli (kumaş)
- PERDESİZ
-
-
[sıfat]
Perdesi olmayan
-
Utanmaz, hayâsız
-
[sıfat]
Perdesi olmayan
- PERDEDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Perdeci
-
[isim]
Perdeci
- PERDELİ
-
-
[sıfat]
Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan
-
Duvaklı
-
Perde sağlamak için parmaklarla basılacak yerleri olan (çalgı)
- "Fagot, perdeli bir çalgıdır."
-
[sıfat]
Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan
- PERDECİ
-
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
-
Sahne perdelerini açıp kapamakla görevli kimse
- "Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi." (Peyami Safa)
-
Osmanlılarda yüksek makamlı kimselerin kapılarında bekleyen ve girmeye izni olanları içeri alan görevli, perdedar
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
- PERDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
- "Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Tiyatro topluluğu 'Kaos' adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı." (Ahmet Cemal)
-
Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
- "Sinema perdesi. Karagöz perdesi."
-
İki yeri birbirinden ayıran bölme
- "Duvarın önüne çekilen tahta perdeye yapıştırılmış ilanlara bakıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Seste pes perde
- "Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı." (Ahmet Mithat)
-
Doğruyu görmeye engel olan şey
- "Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi."
-
Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
-
Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
-
Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
-
Katarakt
- "Gözlerine perde inmiş."
-
Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri
- "Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü