İçinde pe olan 4 harfli 21 kelime var. İçerisinde PE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pe olan kelimeler listesine ya da Sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PERU
- ...
- PESO
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Birçok Güney Amerika devletinde kullanılan para birimi
-
[isim]
Birçok Güney Amerika devletinde kullanılan para birimi
- PEYK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Uydu
-
[sıfat]
Bir başkasına bağımlılığı olan
- "Peyk devletler."
-
[isim]
Uydu
- PERS
- ...
- PEKİ
-
-
[edat]
Evet
- "Peki ama benim ne olduğumu henüz muayene etmediniz." (Refik Halit Karay)
-
Pekâlâ
-
[edat]
Evet
- PENA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Telli sazları çalmaya yarayan ve kemik, boynuz vb. şeylerden yapılan çalma aracı, mızrap, çalgıç
-
[isim]
Telli sazları çalmaya yarayan ve kemik, boynuz vb. şeylerden yapılan çalma aracı, mızrap, çalgıç
- PERT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Değer yitimi, zarar
-
[isim]
Değer yitimi, zarar
- PENS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
-
Kıskaç biçiminde iğne
-
Pense
- "Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı." (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
- APEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı
-
[isim]
Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı
- PEPE
-
-
[sıfat]
Dudak sesleriyle başlayan kelimelerin ilk seslerini güçlükle söyleyen ve birkaç kez tekrarladıktan sonra arkasını getirebilen (kimse)
-
[sıfat]
Dudak sesleriyle başlayan kelimelerin ilk seslerini güçlükle söyleyen ve birkaç kez tekrarladıktan sonra arkasını getirebilen (kimse)
- PENİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
- EPEY
-
-
[zarf]
Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice
- "Epey yürüdü ve üç sokak daha değiştirdi." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice
- TEPE
-
-
[isim]
Bir şeyin en üstteki bölümü
- "Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Çatık kaşlar ve engin nazarlarla herkese tepeden bakıyor." (Haldun Taner)
- "O sırada babalığını anımsıyordu kötü bir düşü anımsarcasına ve kızgınlıktan tepesi atıyordu." (Muzaffer Uyguner)
- "Nazmiye'nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo ... dedi." (Orhan Kemal)
-
Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası
- "Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi." (Necati Cumalı)
-
Birinin yanı başı, baş ucu
- "Tepemde durup canımı sıktı."
-
Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
- "Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor." (Refik Halit Karay)
-
Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
- "Derenin sağ tarafına yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." (Necati Cumalı)
-
Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri
-
İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası
-
Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri
-
[isim]
Bir şeyin en üstteki bölümü
- PERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
- "Cinden, periden, umacıdan çok korkardım." (Halide Edip Adıvar)
-
Çok güzel, alımlı, becerikli kadın
-
[isim]
Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, hayal ürünü varlık
- EPER
-
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
-
[isim]
Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü
- PENÇ
- ...
- KÜPE
-
-
[isim]
Kulak memelerine takılan süs eşyası
- "Kızın kulaklarında mavi küpeler vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı hayvanların boyunlarının iki yanından sarkan deri uzantıları
- "Horozun küpeleri."
- "Keçinin küpeleri."
-
[isim]
Kulak memelerine takılan süs eşyası
- İPEK
-
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- "Hamam takımları hep sırma ve ipek işlemeli imiş." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Bu telden yapılmış
- "İpek gömlek. İpek çorap."
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- PEÇE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kadınların sokakta yüzlerine örttükleri ince siyah örtü, nikap
- "En büyük günahımız yüzümüzde bir peçe, sırtımızda bir çarşaf olması." (Aka Gündüz)
-
Maske, sır, giz
- "Bu düzme cadının peçesini kaldırmalıyız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kadınların sokakta yüzlerine örttükleri ince siyah örtü, nikap
- PEST
-
-
[sıfat]
Pes (II)
-
[sıfat]
Pes (II)