İçinde oku olan 8 harfli 28 kelime var. İçerisinde OKU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oku olan kelimeler listesine ya da Sonu oku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DOKUYUCU

  1. [isim] Dokumacı

ORTAOKUL

  1. [isim] Öğrencileri genel eğitim yoluyla bir yandan hayata, bir yandan da liseye hazırlayan, genellikle üç yıllık ortaöğretim okulu

TOKUŞMAK

  1. [nsz] İki şey birbirine çarpmak, çarpışmak
  2. Kafa kafaya vuruşmak

OKUTULMA

  1. [isim] Okutulmak işi

DOKUNSAL

  1. [sıfat] Dokunum ile ilgili olan

DOKUMALI

  1. [sıfat] Dokuması olan
  2. Dokunmuş
    • "Ayağındaki seyrek dokumalı çorabından utanarak beni önüne doğru itip arkamdan yürüdü." (Falih Rıfkı Atay)

TOKURCUN

  1. [isim] Dokurcun
    • "Harmanı kaldırdım birazı kaldı / Tokurcun şalvarım al kanla doldu." (Halk türküsü)

SOKULMAK

  1. [nsz] Sokma işine konu olmak
  2. Girmek
    • "Yorganın altına sokulmak."
  3. Yanaşmak, yaklaşmak
    • "Bazen de dayanamaz, yanına sokulur, saçlarını okşardı." (Tarık Buğra)

DOKUZGEN

  1. [isim] Dokuz kenarı olan çokgen
  2. [sıfat] Bu biçimde olan

SOKUNMAK
...
DOKURCUN

  1. [isim] Ot veya ekin yığını, tokurcun
  2. Dokuztaş oyunu
  3. Çizgili şayak kumaş

KOKURDAN

  1. [isim] Kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi

SOKULGAN

  1. [sıfat] Kısa sürede insanlarla kaynaşıp dost olabilen, kendini çabucak sevdiren
    • "Kaçırmaktan korkar gibi pek hafif adımlar, pek sokulgan nazarlarla ona doğru yürüdü." (Refik Halit Karay)

YOKUŞSUZ

  1. [sıfat] Yokuşu olmayan

OKUNAKLI

  1. [sıfat] Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)
    • "Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz." (Burhan Felek)

KOKUŞMAK

  1. [nsz] Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokmak, taaffün etmek
    • "Çöpler kokuşmuş."
  2. Kişi, toplum vb. bozularak özelliğini yitirmek, tefessüh etmek
  3. Koklaşmak
    • "Öpüşürken, kokuşurken çıkageldi kocası..." (Memduh Şevket Esendal)

KOKUTMAK

  1. [-i] Hoş olmayan bir koku bırakmak
    • "Sigara elimi kokuttu."
  2. Bozulup kokmasına neden olmak, kokuşturmak
    • "Eti kokutmak."
  3. Bir işi uzatarak çıkmaza sokmak

DOKURCUK

  1. [isim] Desenli veya yollu dokunmuş yün kumaş

OTOFOKUS
...
DOKUNMAK

  1. [-e] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
    • "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
  2. Karıştırmak
    • "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
  3. [nsz] Almak, kullanmak, el sürmek
    • "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
  4. [nsz] Sağlığını bozmak
    • "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
  5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
    • "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek
    • "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
  7. Hafifçe değmek
    • "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
  8. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
    • "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
  9. Tedirgin etmek, sataşmak
    • "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü