İçinde mel olan 5 harfli 20 kelime var. İçerisinde MEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mel olan kelimeler listesine ya da Sonu mel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, EM, LE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- "Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Terbiyeli, uysal kimse
- "Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Annem melekler gibi iyi kadındır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- HAMEL
- ...
- RİMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
- "Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
- TÜMEL
-
-
[sıfat]
Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
-
Bütün kapsamıyla alınmış olan (önerme), külli, tikel karşıtı
-
[sıfat]
Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
- MELAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Can sıkıntısı, usanç
- "Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Üzüntü, hüzün, dert
- "Her zaman, doğduğu, çocukluğunu geçirdiği memleketin rüzgârlarıyla bir melal duyardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Can sıkıntısı, usanç
- MELUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
- "Melun şeytan."
-
[isim]
Lanetlenmiş kimse
- "Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım." (Aka Gündüz)
-
Nefretle karşılanan, kötü
-
[sıfat]
Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
- MELCE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sığınak, barınak
-
[isim]
Sığınak, barınak
- MELUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üzgün
-
Boynu bükük, zavallı, yoksul
- "Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Üzgün
- MELEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, metis
-
Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan (kimse)
- "Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Katışık, karışık
- "Melez bir dil."
-
[sıfat]
Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, metis
- MELİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Padişah, hükümdar, hakan
-
[isim]
Padişah, hükümdar, hakan
- TEMEL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
-
[sıfat]
En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
- "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." (Burhan Felek)
-
Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
- "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- LAMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
-
Çok ince tabaka
-
[isim]
Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
- MELON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yuvarlak ve bombeli (şapka)
- "Şimdilerde kimsenin giymediği melon bir şapka, boynunda yün atkısı olan bir adam..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yuvarlak ve bombeli (şapka)
- MELEŞ
-
-
[isim]
İki kuzulu koyun
-
[isim]
İki kuzulu koyun
- REMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
-
Klasik Türk müziğinde bir usul
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
- AMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gündelikle çalışan işçi, emekçi
- "Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gündelikle çalışan işçi, emekçi
- MELÜL
- ...
- MELES
-
-
[isim]
Beli çökük at
-
[isim]
Beli çökük at
- AMELİ
- ...
- MELAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa