Sonunda mel olan 20 kelime var. MEL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mel olan kelimeler listesine ya da başında mel olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
AKSÜLAMEL
İNFORMEL, MUHTEMEL, MÜKEMMEL, MÜSTAMEL
BEŞAMEL, KALOMEL, KARAMEL
ÇEĞMEL, FORMEL, MÜCMEL, MÜHMEL
HAMEL, LAMEL, REMEL, RİMEL, TEMEL, TÜMEL
AMEL, EMEL
E L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, EM, LE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKSÜLAMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tepki, reaksiyon
- "Hassasiyeti etrafta hiçbir aksülamel uyandırmazdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Tepki, reaksiyon
- MÜKEMMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin, şahane
- "Sırtında İngiliz kumaşından karyağdılı mükemmel bir elbise." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin, şahane
- MÜSTAMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanılmış olan
-
Yeni olmayan, eski
-
[sıfat]
Kullanılmış olan
- MUHTEMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
İhtimal dâhilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün
- "Bir insan için güzel olanın, daha birçok insan için de güzel olması pek muhtemeldir." (Nurullah ataç)
-
İhtimal dâhilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün
- İNFORMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Biçimsel olmayan
-
Resmî olmayan
-
[sıfat]
Biçimsel olmayan
- KALOMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tatlı sülümen
-
[isim]
Tatlı sülümen
- KARAMEL
- ...
- BEŞAMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Et yemekleri için tereyağı, un ve sütle yapılan bir tür sos
-
[isim]
Et yemekleri için tereyağı, un ve sütle yapılan bir tür sos
- MÜHMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bırakılmış, bakılmamış, ilgisizliğe uğramış
-
[sıfat]
Bırakılmış, bakılmamış, ilgisizliğe uğramış
- MÜCMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özet olarak anlatılmış, kısa ve özlü
-
[sıfat]
Özet olarak anlatılmış, kısa ve özlü
- ÇEĞMEL
-
-
[sıfat]
Yay veya çengel biçiminde bükülmüş olan
-
[sıfat]
Yay veya çengel biçiminde bükülmüş olan
- FORMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Biçimsel
-
Resmî
-
[sıfat]
Biçimsel
- RİMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
- "Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara
- LAMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
-
Çok ince tabaka
-
[isim]
Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
- REMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
-
Klasik Türk müziğinde bir usul
-
[isim]
Aruz ölçülerinden biri
- TEMEL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
-
[sıfat]
En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
- "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." (Burhan Felek)
-
Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
- "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- TÜMEL
-
-
[sıfat]
Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
-
Bütün kapsamıyla alınmış olan (önerme), külli, tikel karşıtı
-
[sıfat]
Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
- HAMEL
- ...
- EMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek
- "Büyük emeller benim bir aile ocağı kurmama da mâni olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?" (Peyami Safa)
- "İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek
- AMEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılan iş, edim, fiil
-
Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları
-
İshal
-
[isim]
Yapılan iş, edim, fiil