İçinde m olan 6 harfli 1837 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİMMEK
-
-
[nsz]
Suya bütün vücuduyla girip çıkmak, yıkanmak
- "Arıkta çimdim de geldim, diye fısıldadı." (Cahit Uçuk)
-
[nsz]
Suya bütün vücuduyla girip çıkmak, yıkanmak
- GERMEN
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü
-
[isim]
Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü
- MENENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Benzer, eş
- "Çubuğum yok yâr yoluna uzatam / Menendin yok seni kime benzetem." (H. Türküsü)
-
[isim]
Benzer, eş
- MEVALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları
- MİNBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer
- SÜNMEK
-
-
[nsz]
Esnekliğini yitirerek gevşemek
- "Bu kumaş kolay kolay sünmez."
-
Kopmadan uzamak, gerilmek
-
[nsz]
Esnekliğini yitirerek gevşemek
- ULUTMA
-
-
[isim]
Ulutmak işi veya durumu
-
[isim]
Ulutmak işi veya durumu
- KAPLAM
-
-
[isim]
Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul
- "Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler."
-
[isim]
Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul
- KATMER
-
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
-
Yağda veya sacda pişirilen bir tür börek
-
Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği
-
[isim]
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
- KOYMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- "Öteki elini doktorun omzuna koydu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gündüz olsun gece olsun, iki dakikalık bir fırsat buldu mu Allaha ısmarladık, sütnineyi koydunsa bul!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak
- "Bu işe kimi koyacağız?"
-
Bırakmak
- "İçeri kimseyi koymuyorlar."
-
Katmak, eklemek
- "Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir." (Salâh Birsel)
-
İmza, tarih, adres yazmak
-
Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
- "Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[nsz]
Etkilemek, dokunmak
- "Bu söz ona çok koymuş."
-
Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
- "Giderlerini iki ay içinde yerine koydu." (Necati Cumalı)
-
Bırakmak, terk etmek
-
[-i]
Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- MANŞON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elleri soğuktan korumak için kullanılan astarlanmış kürk, el kürkü
-
Ek bileziği
-
[isim]
Elleri soğuktan korumak için kullanılan astarlanmış kürk, el kürkü
- MEDYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- "Öğleden sonra ünlü bir medyumun evine çaya davetliyim." (Nazlı Eray)
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- MEVKUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Süreli, periyodik
-
[sıfat]
Süreli, periyodik
- NİMBUS
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Kara bulut
-
[isim]
Kara bulut
- OSMANİ
- ...
- ADATMA
-
-
[isim]
Adatmak işi
-
[isim]
Adatmak işi
- ARMUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
- CIVIMA
-
-
[isim]
Cıvımak işi
- "Espriyi anlayamadığı için şimdi bu gülüşmeleri bir çeşit cıvıma sanmıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Cıvımak işi
- DEPREM
-
-
[isim]
Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele
-
[isim]
Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele
- FLAMBE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aleve tutarak pişirme yöntemi
-
[isim]
Aleve tutarak pişirme yöntemi