İçinde m olan 6 harfli 1837 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKLAMA
-
-
[isim]
Aklamak işi, ibra
-
[isim]
Aklamak işi, ibra
- ALAMOT
- ...
- DERMEK
-
-
[-i]
Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
- "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[-i]
Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
- HÜKMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hakem kararıyla
- "Pehlivan hükmen galip ilan edildi."
-
[zarf]
Hakem kararıyla
- MODERN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çağdaş
- "O ücra bayırlarda yepyeni modern bir sayfiye doğuverdi." (Haldun Taner)
-
Çağcıl
-
[sıfat]
Çağdaş
- SEZMEK
-
-
[-i]
Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş veya olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, hissetmek
- "İkinci Dünya Savaşı'na doğru gittiğimizi en evvel sen sezmiştin." (Refik Halit Karay)
-
Anlamak, fark etmek
- "Onun deli sayılmasının sebeplerini gizlice biz de sezerdik." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş veya olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, hissetmek
- YORTMA
-
-
[isim]
Yortmak işi veya durumu
-
[isim]
Yortmak işi veya durumu
- CAMGÖZ
-
-
[isim]
Deniz kıyısına yakın yaşayan, boyu 1,5 m kadar olan, eti lezzetli bir tür köpek balığı (Galeius canis)
-
[isim]
Deniz kıyısına yakın yaşayan, boyu 1,5 m kadar olan, eti lezzetli bir tür köpek balığı (Galeius canis)
- ÇÖMLEK
-
-
[isim]
Toprak tencere
- "Elinde bir çömlek sadeyağla gelip pazar yerine oturduğu görülmüş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Toprak tencere
- KAPSAM
-
-
[isim]
Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul
- "Yasa kapsamına giren devlet personeli."
-
Kaplam
-
[isim]
Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul
- MAGNET
- ...
- MAHMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- "Konağın içinde kılıç ve mahmuz şakırtıları duyuldu." (Aka Gündüz)
-
Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı
-
Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı
-
Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- MANZUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şiir biçiminde yazılmış
-
Düzenli, muntazam
-
[sıfat]
Şiir biçiminde yazılmış
- MAŞERİ
- ...
- MEVSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
- "Bütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman
- "Yağmur mevsimi. Fırtına mevsimi."
-
Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
- "Kütahya'ya bir kiraz ve Bursa'ya bir şeftali mevsiminde gitmiştim." (Aka Gündüz)
-
Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon
- "Tiyatro mevsimi."
-
Yaşam bölümü
- "Yaşamın kış mevsimi yaşlılıktır."
-
[isim]
Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
- ONARIM
-
-
[isim]
Onarma işi, tamirat, tamir
- "Onarımı yeni bitmiş yapının önünde hayvanın dizginlerini tıpkı tıpkısına bir erkek gibi çekti." (Orhan Kemal)
- "Ondan sonra da birkaç kez onarım görmüştür." (Salâh Birsel)
-
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore etme
-
[isim]
Onarma işi, tamirat, tamir
- ÖZENME
-
-
[isim]
Özenmek işi, özen
-
[isim]
Özenmek işi, özen
- TAMTAM
-
-
[isim]
Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu
-
Afrika yerlilerinin çaldığı davul
-
Bazı olayları haber vermeye veya açıklamaya yarayan, davulla yapılan ses
- "Bir savaş tamtamı."
-
[isim]
Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu
- FORMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Biçimsel
-
Resmî
-
[sıfat]
Biçimsel
- GEMİCİ
-
-
[isim]
Gemide çalışan veya gemi işleten kimse
-
[isim]
Gemide çalışan veya gemi işleten kimse