İçinde l olan 6 harfli 2144 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALÜMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
- DİKLİK
-
-
[isim]
Dik olma durumu
-
[isim]
Dik olma durumu
- HALKÇI
-
-
[isim]
Halkın yararı için uğraşan kimse, popülist
-
[isim]
Halkın yararı için uğraşan kimse, popülist
- KLASÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yazılı kâğıtları düzenli ve sıralı bir biçimde korumak için kullanılan mukavva veya plastikten telli kap, cilbent, sıralaç
-
[isim]
Yazılı kâğıtları düzenli ve sıralı bir biçimde korumak için kullanılan mukavva veya plastikten telli kap, cilbent, sıralaç
- KOLTUK
-
-
[isim]
Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
- "Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." (Halide Edip Adıvar)
- "Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum." (Ömer Seyfettin)
- "Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş..." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Ben de aç duracak değilim ya! Bizim orada senin gibi bir ağa yok ki koltuğunun altına sığınalım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
- "Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
- "Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, 'koltuk' yapılmıştı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Yapıcılıkta yan destek
-
Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
-
Koltuklama veya koltuklanma
- "O koltuktan hoşlanmaz."
-
Kayırma, destek
- "Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."
-
Yüksek mevki, makam
- "Koltuk kavgası."
-
Genelev
- "Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
-
Kenar, tenha yer
-
[isim]
Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
- FÖTRLÜ
- ...
- HALİLE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki (Terminalia citrina)
- "Kara halile."
-
[isim]
Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki (Terminalia citrina)
- HAMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Gebe
- "Şu arkamdaki hamile kadına bir yer arıyorum." (Burhan Felek)
-
Gebe
- HEYKEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taş, tunç, bakır, kil, alçı vb. maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu, statü
- "Harabenin ortasında bir Afrodit heykeli bulunduğunu hayal meyal hatırlıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Taş, tunç, bakır, kil, alçı vb. maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu, statü
- IRAKLI
- ...
- İŞTİAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tutuşma, parlama, alevlenme
-
[isim]
Tutuşma, parlama, alevlenme
- KAVLAK
-
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- "Kavlak bir ağaç."
-
Güneşten derisi soyulan (kimse)
-
[isim]
Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası
-
[sıfat]
Kabuğu dökülmüş
- KÜBALI
- ...
- LAPÇIN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tabanı meşinden olan mest, edik
- "Sarığı ile cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Tabanı meşinden olan mest, edik
- MISMIL
-
-
[sıfat]
Eti yenilebilen, murdar olmayan
-
[sıfat]
Eti yenilebilen, murdar olmayan
- PERULU
- ...
- RUSLUK
- ...
- SİGALA
-
-
[isim]
Sığla
-
[isim]
Sığla
- TOLERE
- ...
- ÇENGEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir
- "Kız eğilmiş, panjurun kanatlarını çengellerine takıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir