İçinde kıb olan 11 kelime var. İçerisinde KIB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kıb olan kelimeler listesine ya da Sonu kıb ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TIPKIBASIM
KIBLENÜMA, KIBRISCIK, KIBRISÇIK, MENKIBEVİ
KIBRISLI
İNKIBAZ, MENKIBE
AKIBET, KIBRIS
KIBLE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TIPKIBASIM
-
-
[isim]
Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı, faksimile
-
[isim]
Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı, faksimile
- KIBRISÇIK
- ...
- KIBLENÜMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıble yönünü göstermek için, bulunulan yere göre özel işareti olan pusula
-
[isim]
Kıble yönünü göstermek için, bulunulan yere göre özel işareti olan pusula
- MENKIBEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Efsanevi
-
[sıfat]
Efsanevi
- KIBRISCIK
- ...
- KIBRISLI
- ...
- MENKIBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye
-
Olağanüstü olaylarla ilgili anlatı
- "Kemalettin Bey, bize sağda ve solda, alçak, yüksek nihayetsiz tepelerin harp menkıbelerini anlatıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye
- İNKIBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplanma, büzülme
-
Sıkıntı, keder
-
Kabız
-
[isim]
Toplanma, büzülme
- KIBRIS
- ...
- AKIBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir iş veya durumun sonu, sonuç
- "Sen akıbetini pek hak etmemişe benziyorsun." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ben Kristof Kolomb'un akıbetine uğramak istemiyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Sonunda, önünde sonunda
- "Akıbet, iş düzelecek."
-
[isim]
Bir iş veya durumun sonu, sonuç
- KIBLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı ibadetler yerine getirilirken dönülen Kâbe'nin bulunduğu yön
-
Bulunulan yerden Kâbe'nin bulunduğu yön
- "Pencereden güneşe bakarak kıbleyi tayin ettikten sonra ellerimi kulaklarıma kaldırdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Güneyden esen yel
-
Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer
-
[isim]
Bazı ibadetler yerine getirilirken dönülen Kâbe'nin bulunduğu yön