İçinde kesme olan 5 kelime var. İçerisinde KESME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kesme olan kelimeler listesine ya da Sonu kesme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

9 Harfli Kelimeler

AKÇAKESME

8 Harfli Kelimeler

KESMELİK

7 Harfli Kelimeler

KESMECE

6 Harfli Kelimeler

KESMEK

5 Harfli Kelimeler

KESME


Kelime bulma makinesi

E E K M S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

ESMEK, KESME, SEKME

4 Harfli Kelimeler

EKME, EMEK, ESME, KEME, KESE, MEKE, SEME

3 Harfli Kelimeler

EKE, KEM, KES, SEK, SEM

2 Harfli Kelimeler

EK, EM, ES, KE, ME, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AKÇAKESME

  1. [isim] Kesme

KESMELİK

  1. [isim] Kesme taş çıkarılan ocak

KESMECE

  1. [sıfat] Kesilip müşteriye gösterilerek satılan (kavun, karpuz)
    • "Kesmece kavun, kesmece beyim, daha bir diyeceğin var mı / Kes kes al karpuzlarımı." (Behçet Necatigil)
  2. [zarf] Kesip bakarak beğenmek şartıyla
    • "Karpuzu kesmece aldım."
  3. [zarf] Aradaki değer ayrımını gözetmeksizin hepsi bir fiyattan
    • "Bu kitapları kesmece yüzer liradan aldım."

KESMEK

  1. [-i] Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
    • "İpi kesmek."
    • "Zaman zaman iddiacılığını da bırakamazdı, bu böyledir diye kesip atardı." (Haldun Taner)
  2. Dibinden ayırmak
    • "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."
    • "Mantıki söylenmiş, müdellel söylenmiş, her cihetten işi kesip atmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Düzgün parçalara ayırmak
    • "Eti kesmek. Patatesi kesmek."
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Kesici bir araçla yaralamak
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [nsz] Ucunu almak
    • "Saç kesmek. Tırnak kesmek."
  6. [nsz] Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
    • "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."
  7. Son vermek, gidermek
    • "Bu ilaç baş ağrısını keser."
  8. Ara vermek
    • "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler." (Memduh Şevket Esendal)
  9. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
    • "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."
  10. Akımı durdurmak
    • "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  11. Belirtmek, kararlaştırmak
    • "Gününü daha kesmedik."
  12. [-den] Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
    • "Ücretinden beş lira kesmişler."
  13. Para basmak
  14. Azaltmak, güçleştirmek
    • "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."
  15. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
  16. Geçişi önlemek
    • "Yolu kesmek."
  17. [nsz] Susmak
    • "Kes artık yeter!"
  18. Hasta organı ameliyatla almak
  19. Bölmek, ayırmak
    • "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."
  20. Yazıyı, filmi kısaltmak
  21. [nsz] Uydurmak, yalan söylemek
  22. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
    • "Rüzgâr yüzümü kesiyor."
  23. Birini yermek, kötülemek
  24. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
  25. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

KESME

  1. [isim] Kesmek işi
  2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas
  3. [sıfat] Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Kesin, değişmez, maktu
    • "Kesme fiyat."
  5. Kesme işareti
  6. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
  7. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
  8. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
  9. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
  10. Lokum

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü