İçinde k olan 6 harfli 2248 kelime var. İçerisinde K harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında k harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇÜLAKİ
...
GİTMEK

  1. [-e] Bir yere doğru yönelmek
    • "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
    • "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [-den] Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  3. Çıkmak, ulaşmak
    • "Bu yol nereye gider?"
  4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
    • "Her gün çalışmaya gidiyor."
  5. [nsz] Sürmek, devam etmek
    • "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." (Memduh Şevket Esendal)
  6. Yakışmak, yaraşmak
    • "Bu renk ona gitmedi."
  7. Tüketilmek, harcanmak
    • "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
  8. [nsz] Götürülmek, gönderilmek
    • "Haber daha yeni gitti."
  9. Yeter olmak, yetmek, yetişmek
    • "İki ton kömür üç ay gider."
  10. [nsz] Yürümek, yol almak
    • "Bu at iyi gider."
  11. [nsz] Dayanmak
    • "Bu giysi iki yıl gider."
  12. [nsz] Geçmek
    • "Yaz gitti, kış geldi."
  13. [nsz] Herhangi bir durumda olmak
    • "Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?"
  14. [nsz] Yok olmak, elden çıkmak
    • "Gemiler ve saray hepsi gitti." (Falih Rıfkı Atay)
  15. [nsz] Ölmek
    • "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." (Âşık Veysel)
  16. Başvurmak, yapmak
    • "Mahkemeye gitmek."
  17. [nsz] Bir şey zarar görmüş olmak
    • "Duvarın boyası gitmiş."
  18. [nsz] Makine, işlemek, çalışmak
    • "Bu saat iyi gidiyor."
  19. [-den] Satılmak
    • "Altın kaçtan gidiyor?" (Sait Faik Abasıyanık)
  20. Yapmak
    • "Para ayarlamasına gitmek."
  21. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak
    • "Bu işin sonu nereye gider."
  22. [yardımcı fiil] Değerlendirmek, saymak, karşılamak
    • "Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti."

KALSİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonatı
    • "Tebeşir bir tür kalsittir."

KAYTAK

  1. Kuytu
  2. Sözünde durmayan
  3. Yağcı, dalkavuk, numaracı

KOFANA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Lüfer balığının irisi

KÜRKÇÜ

  1. [isim] Hayvan postlarından kürk hazırlayan veya bu işin ticaretini yapan kimse

ÖKELİK

  1. [isim] Öke olma durumu

OKUNUŞ

  1. [isim] Okunma işi veya biçimi

PARLAK

  1. [sıfat] Parlayan, ışıldayan
    • "Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Temiz ve ışıklı
    • "Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Göze çarpacak kadar başarılı
    • "Birinci İnönü Harbini parlak bir zaferle kazandık." (Aka Gündüz)
  4. Yüzü güzel (oğlan)

TEKSİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yoğunlaştırma, sıklaştırma, koyulaştırma

YAĞLIK

  1. [isim] Büyük mendil, çevre
    • "Osmanlı kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar..." (Kemal Tahir)

GEZMEK

  1. [nsz] Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
    • "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Seher hep Bayram'ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerde dolaşmak, yürümek
    • "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Gitmek, başvurmak
  4. Bulunmak
    • "Şapkam burada ne geziyor?"
  5. [-i] Bir yeri görüp incelemek
  6. Hasta ayağa kalkmak
    • "Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı."
  7. Herhangi bir biçimde gezinmek
    • "Bu giysiyle gezemem."
  8. [-i] Bir yerde gezi yapmak
    • "Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik."

GLİKOZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Özellikle üzüm suyunda bulunan karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan şeker, üzüm şekeri (CH2-OH-(CHOH)4-CHO)

KANATA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KIRKMA

  1. [isim] Kırkmak işi
  2. Ucu kesilip alnın üstüne bırakılan saç

KOSTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran
    • "Kostik sıvı."

NAFAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
  2. Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık

NORDİK
...
OVALIK

  1. [sıfat] Ovası olan, ovalarla kaplı
    • "Ovalık memleket."

PEKTİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
  2. Göze zarının peltemsi kabuğu
  3. Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü karbonhidrat karışımı madde

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü