İçinde inmek olan 8 harfli 22 kelime var. İçerisinde İNMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında inmek olan kelimeler listesine ya da Sonu inmek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
İNMEK
4 Harfli Kelimeler
EKİM, EKİN, EMİK, EMİN, ENİK, İNEK, İNME, MENİ, MİNE, MİNK
3 Harfli Kelimeler
KEM, KİM, KİN, MEN, NEM, NİM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, EN, İM, İN, KE, Kİ, ME, Mİ, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞİŞİNMEK
-
-
[nsz]
Surat asmak, dargın durmak
-
Bazı böcekler, saldırıya uğradıklarında bütün uzantı ve eklentilerini, düşmanını korkutup ürkütecek biçimde yayarak genişletmek
-
Başkalarına yüksekten bakar gibi bir tavır takınmak, böbürlendiğini davranışlarıyla belli etmek, kabarmak, gururlanmak
- "O da bu övgülerle beğenilerin önünde şişindikçe şişiniyordu." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Surat asmak, dargın durmak
- DİDİNMEK
-
-
[nsz]
Çok güçlük çekerek sürekli çalışmak
- "Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum." (Tarık Buğra)
-
[nsz]
Çok güçlük çekerek sürekli çalışmak
- DİLİNMEK
-
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak
- GELİNMEK
-
-
[-e]
Gelme işi yapılmak
-
[-e]
Gelme işi yapılmak
- BEKİNMEK
-
-
[nsz]
İnat etmek, direnmek
-
Kapanmak, tıkanmak
- "Gaz ocağının deliği bekinmiş, açılmıyor."
-
[nsz]
İnat etmek, direnmek
- KESİNMEK
-
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
- TEPİNMEK
-
-
[nsz]
Ayaklarını hızla yere vurmak
- "Tekmelediler, üzerime çıkıp tepindiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Öfke ve sevincini açığa vuracak davranışlarda bulunmak
- "Bir zaman erkek arkadaşlar buluşur, tepinir, rakı içer, dövüş eder..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ayaklarını vurarak gürültü etmek
-
Bir şeyi istememek, diretmek, kabul etmemek
- "Tepiniyor, tokatlayacağını, tekme ile dışarı atacağını söylüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ayaklarını hızla yere vurmak
- YERİNMEK
-
-
[-e]
Acınmak, teessüf etmek
-
Pişman olmak
-
[-e]
Acınmak, teessüf etmek
- GİYİNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üzerine giymek
- "Koltukta çok mükellef giyinmiş ve çok güzel bir kadın oturuyor." (Peyami Safa)
- "Kocam bana karşı iyi davranıyor, benim de şık kadınlar gibi giyinip kuşanmamı, boyanmamı istiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Giysiyi belli bir yerden almak veya belli bir yerde diktirmek
- "Hepsi terzi Mir'de giyinirlerdi." (Ömer Seyfettin)
-
[-e]
Ağır bir söze veya davranışa, sesini çıkarmadan içerlemek
-
[nsz]
Kendi üzerine giymek
- YETİNMEK
-
-
[-le]
Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, kanaat etmek, iktifa etmek
- "Çaydan hazzetmez, sabah kahvaltılarında dahi kahveyle yetinir." (Atilla İlhan)
-
[-le]
Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, kanaat etmek, iktifa etmek
- GEZİNMEK
-
-
[nsz]
Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
- "Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." (Peyami Safa)
-
Belirli bir çevre içinde gezip durmak
- "Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak
-
[nsz]
Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
- ÇEKİNMEK
-
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- "Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Bir şey sürünmek
- "Sürmeler çekinmiş bir kadın."
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- SİLİNMEK
-
-
[nsz]
Silme işine konu olmak
- "Bu sonuncular, ardından gelen büyük dalgaların gürültüsünde silinip gitti." (Murathan Mungan)
-
Kendi kendini silmek
-
Birden yok olmak, gözden kaybolmak
- "Nina'nın dudaklarındaki ferah, tatlı tebessüm silinmiştir." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Silme işine konu olmak
- İNCİNMEK
-
-
[nsz]
Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek
- "İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[-den]
Birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak
-
[nsz]
Çarpma, sıkışma, burkulma vb. etkenlerle vücudun bir yeri ağrı verir duruma gelmek
- DEĞİNMEK
-
-
[-e]
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
- "Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya değinmek gereksinmesi duyuyordu." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
- DELİNMEK
-
-
[nsz]
Delme işi yapılmak
- "Kızın kulağı delindi."
-
Bir şeyde delik oluşmak
- "Midesi delindi."
-
Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak
- "Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi."
-
[nsz]
Delme işi yapılmak
- DEVİNMEK
-
-
[nsz]
Vücudu oynatmak veya kıpırdatmak, kımıldanmak, hareket etmek
-
Bir cismin, bir noktaya göre, yeri veya durumu değişmek, hareket etmek
-
[nsz]
Vücudu oynatmak veya kıpırdatmak, kımıldanmak, hareket etmek
- GERİNMEK
-
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- "Geç uyanmıştı, geç ve güç. Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi." (Atilla İlhan)
-
Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
- "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- BİLİNMEK
-
-
[nsz]
Bilme işine konu olmak, anlaşılmak, öğrenilmek
- "Bir haftadır civarda dolaştığı biliniyor, yakalanamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bilme işine konu olmak, anlaşılmak, öğrenilmek
- YEKİNMEK
-
-
[nsz]
Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak
- "Nihayet içlerinden biri yekindi, okumakta devam etti, ötekiler sustular." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gereğinden fazla gayret sarf etmek
-
[nsz]
Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak