İçinde ine olan 6 harfli 30 kelime var. İçerisinde İNE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ine olan kelimeler listesine ya da Sonu ine ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, İN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUZİNE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hem ısıtmaya hem de üzerinde veya içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası
-
Gemilerde yemek pişirilen yer
- "Yolcunun kuzinede işi ne?" (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Hem ısıtmaya hem de üzerinde veya içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası
- LİNEER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çizgilerle ilgili olan
-
Değişmesi bir doğru ile gösterilebilen
- "Lineer bir fonksiyon, birinci dereceden bir fonksiyondur."
-
[sıfat]
Çizgilerle ilgili olan
- KABİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
-
Hekim muayenehanesi
- "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor." (Aka Gündüz)
-
Kabin
- "Bir kabineye girip soyundum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hela
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
- DİKİNE
-
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- "Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu." (Tarık Buğra)
- "Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta." (Çetin Altan)
-
İnadına
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- YERİNE
-
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
- "Bana haftalık yerine gündelik ver." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Başkasının adına
- "Nitekim o gün eksiltmeye kendi yerine onu yollamıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alegori
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
- KARİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
-
Belirti
-
[isim]
Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
- AKSİNE
-
-
[zarf]
Tersine
- "Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tersine
- MAKİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- "Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu." (Necati Cumalı)
-
Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması
- "Saatin makinesi. Gramofonun makinesi."
-
Araba, otomobil
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- İNEGÖL
- ...
- SÜLİNE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
- İNEKÇİ
-
-
[isim]
Sütünü ve süt ürünlerini satmak için inek besleyen kimse
-
Ezberci, ezberleyerek öğrenen öğrenci
-
[isim]
Sütünü ve süt ürünlerini satmak için inek besleyen kimse
- DOMİNE
- ...
- DEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
- MATİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gündüz gösterimi
- "Hani yani isteyen arasın bulsun beni / Yedi matinesindeyim." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Gündüz gösterimi
- REHİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutak
- "Bu anda elimizde, bir rehinemiz var, onun için karşı karşıya olan vaziyetimiz sizinkinden çok sağlamdır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutak
- MİNECİ
-
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
- ŞÖMİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- "Müsveddeleri harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- İLİNEK
-
-
[isim]
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz
-
[isim]
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz
- SEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gemi
- "Kaptan Abdullah Bey yirmi beş sene harp sefinelerinde süvarilik yapmıştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Gemi
- HAZİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
- "Dünyanın hazinelerine başını çevirip bakmazdı." (Refik Halit Karay)
-
Değerli şeylerin saklandığı yer
-
Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü
-
Kaynak
- "Ağaç, rutubetin hazinesidir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Devlet malı veya parası
-
Devlet malının veya parasının saklandığı yer
-
Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam
-
Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse
-
[isim]
Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet