İçinde ine olan 6 harfli 30 kelime var. İçerisinde İNE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ine olan kelimeler listesine ya da Sonu ine ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, İN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİNERİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İskambil kâğıtlarındaki işaretlerden karo
-
[isim]
İskambil kâğıtlarındaki işaretlerden karo
- MAKİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- "Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu." (Necati Cumalı)
-
Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması
- "Saatin makinesi. Gramofonun makinesi."
-
Araba, otomobil
-
[isim]
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
- İNEKLİ
- ...
- SİNEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
-
Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
- "Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde
- "Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz." (Hasan Âli Yücel)
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
- LİNEER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çizgilerle ilgili olan
-
Değişmesi bir doğru ile gösterilebilen
- "Lineer bir fonksiyon, birinci dereceden bir fonksiyondur."
-
[sıfat]
Çizgilerle ilgili olan
- DİKİNE
-
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- "Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu." (Tarık Buğra)
- "Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta." (Çetin Altan)
-
İnadına
-
[zarf]
Dikey olarak, diklemesine
- REÇİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaç sakızı
- "Ata Efendi, depoya yığılı kerestelerin reçine kokusundan hazzettiğini anladı." (Nezihe Araz)
-
Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay madde
-
[isim]
Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaç sakızı
- SEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gemi
- "Kaptan Abdullah Bey yirmi beş sene harp sefinelerinde süvarilik yapmıştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Gemi
- KARİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
-
Belirti
-
[isim]
Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
- MİNECİ
-
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
-
[isim]
Mine yapan sanatçı
- HAZİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
- "Dünyanın hazinelerine başını çevirip bakmazdı." (Refik Halit Karay)
-
Değerli şeylerin saklandığı yer
-
Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü
-
Kaynak
- "Ağaç, rutubetin hazinesidir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Devlet malı veya parası
-
Devlet malının veya parasının saklandığı yer
-
Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam
-
Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse
-
[isim]
Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
- ŞÖMİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- "Müsveddeleri harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak
- AKSİNE
-
-
[zarf]
Tersine
- "Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tersine
- DEFİNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
-
[isim]
Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, gömü
- İŞKİNE
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Taş balığı
-
[isim]
Taş balığı
- SÜLİNE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
- MİNELİ
-
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- "Enfiyesini, üstü mineli bir kukadan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Mine ile bezenmiş
- RAFİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İncelmiş, ince, arıtılmış, saflaştırılmış
- "Rafine yağ."
-
Hassas, duygulu, nazik, ince, seçkin
- "Alabildiğine entelektüel, rafine, ayrıntılı bir duygululuk sahibi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İncelmiş, ince, arıtılmış, saflaştırılmış
- KABİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
-
Hekim muayenehanesi
- "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor." (Aka Gündüz)
-
Kabin
- "Bir kabineye girip soyundum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hela
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
- MARİNE
- ...