İçinde i olan 3 harfli 119 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KİŞ
...
PLİ
...
ADİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan
    • "Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Aşağılık, bayağı, alçak
    • "Bunlar çok adi ve fena insanlardı." (Reşat Nuri Güntekin)

İTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verme, ödeme

KİL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak

İSA
...
TİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İnce, keskin (ses)
    • "Tüfeklerin daha tiz yaylım teraneleri bu en yüksek ölüm raksına hâkim olmuş." (Halide Edip Adıvar)

DİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
    • "Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
    • "Ufacık bir düşüncenin en büyük bir dikkati iflas ettirdiğini dini gibi bilirdi." (Ömer Seyfettin)
    • "Şevki Bey dedi, dinin aşkına sen Romenlerin gemi yaptıklarını işittin mi?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
    • "Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil." (Refik Halit Karay)
  3. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült

MAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mavi

ÇİY

  1. [isim] Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, şebnem
    • "Çimenlerin üzerindeki çiylerde güneşten düşmüş parlak elmas damlalarını ayaklarıyla ezdi." (Ömer Seyfettin)

KİP

  1. [isim] Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga
  2. Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı
    • "Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir."
  3. [sıfat] Uygun, tıpatıp gelen
  4. [sıfat] Sağlam, dayanıklı
  5. Örnek, kalıp

MİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Baş, kumandan, amir
  2. Bey, emir

BİN

  1. [isim] Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
    • "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
  3. [sıfat] On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
  4. [sıfat] Pek çok, çok sayıda
    • "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)

İRS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıtım

ANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ansızın yapılan
    • "Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı," (Tarık Buğra)
  2. [zarf] Ansızın, birdenbire
    • "Bu iş pek ani oldu."

ŞİF

  1. [isim] Pamuk kozası
  2. Şırası alınmış üzüm posası

ZİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Alt
  2. Aşağı

DİL

  1. [isim] Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
    • "Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Çocuk, hâlâ dil ağız vermeden yatıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ninniyi mutlaka söylemesi için ona bir sürü dil döktü." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Mütemadiyen gülüp söylüyordum. Hacı Kalfanın ellerini dizlerine vurarak: -Dil otu mu yedin be kızım? diye bir gülmesi var ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri
    • "Terazi dili."
    • "Kendi kendime, adlı şiirinde bunu şöyle dile getirir." (Salâh Birsel)
    • "Şair neslinin şarkıdan o kadar dili yandı ki şarkı kelimesini nerede görse silip üstüne türkü diyecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Bunda yenilmiş, içilmiş bir şey yok ya! Sen onun dilini de anlarsın." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
    • "Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası
  5. Kıstak
  6. Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
    • "İki dilli makara."
  7. Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
  8. Anahtar

FİĞ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Baklagillerden, hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki (Vicia sativa)

KİR

  1. [isim] Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik
    • "Yanaklarında yer yer kirle karışmış gözyaşı var." (Halide Edip Adıvar)
  2. Utanılacak durum, leke, şaibe

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü