İçinde ha olan 7 harfli 268 kelime var. İçerisinde HA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ha olan kelimeler listesine ya da Sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TOPHANE

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Top yapılan, top dökülen yer
  2. Topçu askerinin eğitildiği yer

BAHARAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
    • "Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor." (Atilla İlhan)

BERHANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Büyük, harap, kullanışsız ev
    • "Pek büyük, pek berhane bir şeydir." (Salâh Birsel)

MUHAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini veya bir şeyi koruyan, kollayan, gözeten kimse, koruyucu
    • "Hecinlerimizi bir iki muhafızla tepecikler arasına yerleştirmiştik." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir kalenin veya bir şehrin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan
    • "İstasyonda veliahdı uğurlayanlar arasında İstanbul muhafızı da vardı." (Falih Rıfkı Atay)

HAVADAN

  1. [sıfat] Boş, değersiz
    • "Havadan sözler."
    • "Havadan sudan konuştuk bir süre." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. [zarf] Emeksiz, açıktan
    • "Havadan para kazanıyor."

HAYDARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dervişlerin giydiği, kolsuz, kısa, aba hırka
  2. Süzme yoğurt, sarımsak, nane, dereotu ve tereyağı karışımıyla hazırlanan bir tür meze

BAHADIR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur

MEZBAHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kesimevi

FÜTUHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zaferler, fetihler

KABAHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
    • "Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür." (Peyami Safa)
    • "O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bu kabahati işlemiş, bu akşam tütsüyü, şerbeti unutmuştum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç

TAHARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temizlik, temiz olma
  2. Tuvalet ihtiyacınbı giderdikten sonra suyla temizlenme
  3. İslam dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik

MAHALLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
    • "Mahallemizin bunca yıllık kasabı, bakkalı bir gece yok oldular." (Necati Cumalı)
  2. Bu parçalarda oturan insanlarin tamamı

NİHAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son
    • "Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım." (Ömer Seyfettin)
    • "Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat, oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti." (Ömer Seyfettin)
  2. [zarf] (ni'ha:yet) Sonunda
    • "Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bu komediye nihayet vermek, buraya bir daha gelmemek üzere çıkıp gitmek isterdim." (Halide Edip Adıvar)
  3. [zarf] -den başka bir şey değil
    • "Ama bu, nihayet bir nüktedir." (Yusuf Ziya Ortaç)

BAHARLI

  1. [sıfat] Baharatlı

HARİCEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Dıştan, dışarıdan

HAYALLİ

  1. [sıfat] Hayali olan
    • "Kısır hayalli bir adam olmama rağmen bu düşünce..." (Reşat Nuri Güntekin)

HAMAYLI

  1. [isim] Omuzdan çapraz olarak bele inen bağ
  2. Muska

HAFİFÇE

  1. [zarf] Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz
    • "Birbirimize soğuk bir eda ile hafifçe baş eğdik." (Refik Halit Karay)

HAZARCA
...
İTTİHAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sayma, tutma
    • "Sözünüzü senet ittihaz ediyorum."
  2. Alma
    • "Tedbir ittihaz etmek."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü