Başında hab olan 26 kelime var. Hab ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde hab olan kelimeler listesine ya da sonu hab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında hab bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler

13 Harfli Kelimeler

HABERLEŞİLMEK

12 Harfli Kelimeler

HABERLEŞİLME

11 Harfli Kelimeler

HABERDARLIK, HABERLEŞMEK, HABERSİZLİK

10 Harfli Kelimeler

HABERCİLİK, HABERLEŞME, HABERLİLİK, HABERSİZCE

8 Harfli Kelimeler

HABANERA, HABERDAR, HABERLİK, HABERSİZ, HABİSLİK

7 Harfli Kelimeler

HABASET, HABERCİ, HABERLİ, HABİTAT, HABİTUS

6 Harfli Kelimeler

HABEŞİ



5 Harfli Kelimeler

HABBE, HABER, HABEŞ, HABİP, HABİS

3 Harfli Kelimeler

HAB


Kelime bulma makinesi

A B H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAB

2 Harfli Kelimeler

AB, AH, HA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HABERLEŞİLMEK

  1. [-le] Haberleşme işi yapılmak

HABERLEŞİLME

  1. [isim] Haberleşilmek işi

HABERLEŞMEK

  1. [nsz] Karşılıklı olarak haber alıp vermek, iletişmek, muhabere etmek

HABERDARLIK

  1. [isim] Haberdar olma durumu

HABERSİZLİK

  1. [isim] Haber alamama durumu

HABERLEŞME

  1. [isim] İletişim
  2. Yazışma

HABERLİLİK

  1. [isim] Haberli olma durumu

HABERSİZCE

  1. [zarf] Haber vermeden, haberi olmadan, habersiz, gizlice

HABERCİLİK

  1. [isim] Bir haberi usulünce hazırlama ve yayın organlarında yayımlama işi

HABERDAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Haberli, bilgili
    • "Olup bitenden haberdardır."
    • "Kararımızdan Nedret'in arkadaşlarını da haberdar etmeliyiz." (Mahmut Yesari)
    • "İbrahim Hocamın da işten haberdar olduğunu iddia edenler oldu." (Memduh Şevket Esendal)

HABİSLİK

  1. [isim] Habis olma durumu
    • "Bu evde her türlü habislik Mesut Bey'in namına dönerdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HABERSİZ

  1. [sıfat] Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan
    • "Yolcular, içimdeki mahşerden habersiz, yanımdan geçip gidiyorlardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. [zarf] Haber vermeden, habersizce
    • "Habersiz geliverdiler."

HABANERA

  1. [isim] Çok kıvrak bir Küba dansı
  2. Bu dansın müziği

HABERLİK

  1. [sıfat] Haber durumunda olan

HABİTAT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Yerleşme, oturma
  2. Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer, yurt

HABERLİ

  1. [sıfat] Bir olay veya durum üzerine bilgisi olan, haberi olan
    • "Haberli konuk."
    • "En yeni teknolojik bilgilerden haberli oluyorlar." (Tomris Uyar)
  2. [zarf] Haber vermiş veya almış olarak
    • "Biz oraya haberli gittik."

HABASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kötülük, alçaklık
    • "Senin ne habasetlere kadir olduğunu ben bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)

HABERCİ

  1. [isim] Haber getiren kimse, ulak
  2. Muhbir, ihbar eden kimse
    • "Kaçakçı kamyonları bazen, o da bir habercinin yardımı ile içeride yakalanmakta." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Bir durumun, bir olayın belirtisi
    • "Bu bulutlar yağmurun habercisi olsa gerek."
  4. Karakulak

HABİTUS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Bitkinin yerindeki durumu, dallanması, köklerinin toprak içerisindeki dağılmasını belirten morfolojik görünüş

HABEŞİ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü