İçinde ger olan 8 harfli 22 kelime var. İçerisinde GER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ger olan kelimeler listesine ya da Sonu ger ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E G R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ERG
2 Harfli Kelimeler
ER, GE, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GERİLEME
-
-
[isim]
Gerilemek işi
-
Bir dokunun, bir organın bir evrim geçirmesi veya bir yapının basitleşmesi
-
Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi
-
Kavrama yeteneğinin giderek zayıflaması durumu
-
Geri çekilme, ricat
-
[isim]
Gerilemek işi
- GEREKSİZ
-
-
[sıfat]
Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz
-
Yararsız, lüzumsuz bir biçimde
- "Ona danışmayı gereksiz görerek Sevim'e yöneldi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz
- GERÇEKÇİ
-
-
[sıfat]
Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
- "Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk." (Sabahattin Eyuboğlu)
-
Gerçekçilik yanlısı olan, realist
- "Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
- TEENAGER
- ...
- SÜNGERSİ
-
-
[sıfat]
Sünger gibi gözenekleri olan, süngere benzeyen
-
[sıfat]
Sünger gibi gözenekleri olan, süngere benzeyen
- SÜNGERCİ
-
-
[isim]
Sünger avcısı
-
[isim]
Sünger avcısı
- GERÇEKTE
-
-
[zarf]
Aslında, tam anlamıyla, hakikatte
- "Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Aslında, tam anlamıyla, hakikatte
- GERÇEKLİ
-
-
[sıfat]
Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak
-
[sıfat]
Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak
- SERGERDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kötü, olumsuz işlerde elebaşı
-
[isim]
Kötü, olumsuz işlerde elebaşı
- GERGEDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili, saldırgan bir hayvan (Rhinoceros inducus)
-
[isim]
Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili, saldırgan bir hayvan (Rhinoceros inducus)
- GERİNMEK
-
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- "Geç uyanmıştı, geç ve güç. Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi." (Atilla İlhan)
-
Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
- "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
- GERDİRME
-
-
[isim]
Gerdirmek işi
-
[isim]
Gerdirmek işi
- GEREKLİK
-
-
[isim]
Gerek olma durumu, lüzum, icap, iktiza
-
[isim]
Gerek olma durumu, lüzum, icap, iktiza
- GERİATRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaşlılık bilimi
-
[isim]
Yaşlılık bilimi
- GERGİNCE
-
-
[sıfat]
Biraz gergin
-
[sıfat]
Biraz gergin
- GEREKMEK
-
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- "Tepeören denilen köye şafak sökmeden varmamız gerekiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- GERGİSİZ
-
-
[sıfat]
Gergisi olmayan
-
[sıfat]
Gergisi olmayan
- GERİLMEK
-
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- "Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Gergin bir biçimde açılmak
- "Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi." (Aka Gündüz)
-
Kasılmak
-
Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek
-
İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- AYDINGER
-
-
[isim]
Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt
-
[isim]
Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt
- SÜNGERLİ
-
-
[sıfat]
Süngerle döşenmiş veya süngerden yapılmış olan
-
[sıfat]
Süngerle döşenmiş veya süngerden yapılmış olan