İçinde fet olan 9 harfli 17 kelime var. İçerisinde FET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fet olan kelimeler listesine ya da Sonu fet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E F T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TEF
2 Harfli Kelimeler
ET, FE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAZFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
- MUHALEFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık
-
Karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu
-
Demokraside iktidarın dışında olan parti veya partiler
-
[isim]
Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık
- FETVAHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müftünün makamı
-
Şeyhülislam kapısı
-
[isim]
Müftünün makamı
- LÜTFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Vermek, ihsan etmek, bağışlamak
- "Okuduğumuz şiiri bana lütfeder misiniz?" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Söylemek, bildirmek
- "Adınızı lütfeder misiniz?"
-
[nsz]
İzin vermek, müsaade etmek
- "Acep bir morsa daha lütfeder misiniz, gibi nazikâne ve hatır alıcı cümleler sarf ettiği de olmuyor değildi." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Yüksek veya saygın bir kimse alçak gönüllülük göstermek
- "Lütfedip gelseniz."
-
[-i]
Vermek, ihsan etmek, bağışlamak
- KEYFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek
-
[nsz]
Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek
- KAFETERYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Müşterilerin kendi kendilerine servis yaptıkları lokanta
- "O yeni kafeterya önünden yürümek isterseniz omzunuz duvara sürünür." (Necati Cumalı)
-
Çay, kahve vb. içeceklerle bazı yiyeceklerin satıldığı yer
-
[isim]
Müşterilerin kendi kendilerine servis yaptıkları lokanta
- KÜLFETSİZ
-
-
[sıfat]
Sıkıntısız, kolay, özen istemeyen
- "Evinde külfetsiz ve içten bir konukseverlikle de ben karşılaştım." (Haldun Taner)
-
Az masrafla yapılan
- "Beni, gene evindeki gibi sevimli ve külfetsiz karşılamıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Sıkıntısız, kolay, özen istemeyen
- FETİHNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerin alındığını müjdelemek için hükümdarların yabancı devlet adamları, şehzadeler, valiler vb.ne yazdıkları resmî mektup
-
[isim]
Bir yerin alındığını müjdelemek için hükümdarların yabancı devlet adamları, şehzadeler, valiler vb.ne yazdıkları resmî mektup
- LEFFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
İçine sokmak, iliştirmek
-
[-i]
İçine sokmak, iliştirmek
- FETHETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak
- "Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine hayran bırakmak
- "Fettan bir kızcağız, İstanbul'u fethetmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[-i]
Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak
- KEŞFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Var olduğu bilinmeyen bir şeyi bulmak
- "İki genç kadın, birbirlerini keşfeden iki yalnız çocuk gibi memnundular." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Var olduğu bilinmeyen bir şeyi bulmak
- ZARAFETLİ
- ...
- HİLAFETÇİ
-
-
[isim]
Halifeliğin sürdürülmesinden yana olan kimse
-
[isim]
Halifeliğin sürdürülmesinden yana olan kimse
- FETTANLIK
-
-
[isim]
Fettan olma durumu
-
[isim]
Fettan olma durumu
- KIYAFETLİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir kıyafette olan, kılıklı
- "Asker kıyafetli."
-
[sıfat]
Herhangi bir kıyafette olan, kılıklı
- MARİFETLİ
-
-
[sıfat]
Usta, hünerli
-
[sıfat]
Usta, hünerli
- VAKFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Mal ve mülkünü satılmamak şartıyla bir hayır kurumuna veya işine bağışlamak
-
Adamak, bir şeyin bütününü bir işe vermek
- "Ben bütün ömrümü yuvamıza vakfedeyim de sen burada beni yalnız bırakıp çekil, öyle mi?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Mal ve mülkünü satılmamak şartıyla bir hayır kurumuna veya işine bağışlamak