İçinde ev olan 7 harfli 145 kelime var. İçerisinde EV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ev olan kelimeler listesine ya da Sonu ev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEVİRLİ
-
-
[sıfat]
Eşit zaman aralıkları ile ardışık olarak tekrarlanan (hareket), devrî
-
[sıfat]
Eşit zaman aralıkları ile ardışık olarak tekrarlanan (hareket), devrî
- RANDEVU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
- "Bunlar bana öyle gelir ki vaktiyle verdikleri bir randevuya o gün canları istememiş de gitmemişler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti." (Aka Gündüz)
- "Az sonra birbirimize randevu vermişiz gibi ben de gelirim." (Refik Halit Karay)
- "Bilmem ki anne, gene o Fahri'yle randevusu olmasın?" (Peyami Safa)
-
[isim]
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
- DEVİRİŞ
-
-
[isim]
Devirme işi veya biçimi
-
[isim]
Devirme işi veya biçimi
- SEVİNME
-
-
[isim]
Sevinmek işi
-
[isim]
Sevinmek işi
- EVCİLİK
-
-
[isim]
Genellikle kız çocuklarının ev işlerini örnek alarak oynadıkları oyun
-
[isim]
Genellikle kız çocuklarının ev işlerini örnek alarak oynadıkları oyun
- MESNEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Her beyti ayrı uyaklı bir divan edebiyatı nazım biçimi
-
Bu türdeki eserlerin genel adı
-
[isim]
Her beyti ayrı uyaklı bir divan edebiyatı nazım biçimi
- MEVDUAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli bir süre sonunda veya istenildiğinde çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan para, tevdiat
- "Vadeli mevduat. Vadesiz mevduat."
-
Yatırım
-
[isim]
Belli bir süre sonunda veya istenildiğinde çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan para, tevdiat
- YEVMİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günlük çalışma karşılığı verilen ücret, gündelik
-
[zarf]
Her gün
- "Yevmiye şu kadar su harcanıyor."
-
[isim]
Bir günlük çalışma karşılığı verilen ücret, gündelik
- EVRİLİR
-
-
[sıfat]
Konu ile yüklemin birbirinin yerine geçmesiyle doğruluğu bozulmayan (önerme): "Her insan güler" evrilir bir önerme sayılır çünkü "her gülen insandır" yargısı yanlış olmaz
-
Alıcıda kullanılıp kimyasal işlemden geçtikten sonra doğrudan doğruya pozitife dönebilen (film)
-
[sıfat]
Konu ile yüklemin birbirinin yerine geçmesiyle doğruluğu bozulmayan (önerme): "Her insan güler" evrilir bir önerme sayılır çünkü "her gülen insandır" yargısı yanlış olmaz
- ÇAREVİÇ
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Çarın oğlu
-
[isim]
Çarın oğlu
- KEREVİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
-
[isim]
Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)
- LEVAZIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler
- "Anadolu şehirleri, kasabaları, köyleri harıl harıl levazım gönderdiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Gerekli araç ve gereçleri sağlayan büro
- "Hayri Efendi ayakta bekledi, müsteşar kâğıdı okudu, levazım müdürü ile konuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ordunun lojistik hizmetinde bulunan bütün malzeme veya bu malzemeyi sağlayan bölüm
- "Sağlık, levazım gibi geri hizmetlerde çalıştırılıyor, sedye, karavana taşıyorduk." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Değişik iş kollarında gerekli olan şeyler, araç ve gereçler
- SEVİMLİ
-
-
[sıfat]
Hoşa gitme özelliği olan, hoşa giden, şirin, sempatik
- "Küçük çocuğun yüzü çok sevimliydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Hoşa gitme özelliği olan, hoşa giden, şirin, sempatik
- CEVABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
-
[zarf]
Cevap olarak, karşılık olarak
- ÇERÇEVE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık
- "Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz." (Refik Halit Karay)
-
Kapı, pencere ile bunların cam veya tablalarının yerleştirilmiş olduğu kenarlık
- "Pencerenin geniş çerçevesi yıldız salkımlarıyla dolu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir konunun, bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan
- "Boğaziçi'nin böyle bir medeniyet çerçevesi içinde geçen hayatı ne güzel ve mükemmeldir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Beden eğitiminde asılma ve tırmanmalar için kullanılan araç
-
[isim]
Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık
- SEVDACI
- ...
- EVRİLME
-
-
[isim]
Evrilmek işi
-
[isim]
Evrilmek işi
- ÇEVİRME
-
-
[isim]
Çevirmek işi, tedvir
-
Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi
- "Değirmende, daha sabahtan gönderilip hazırlanan yağlı bir oğlak çevirmesini tam kıvamında buldular." (Refik Halit Karay)
-
Çeviri
- "Fransızcadan çevirme bir eser."
-
Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara
-
Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi
-
[isim]
Çevirmek işi, tedvir
- MÜSTEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Her yeri aynı düzeyde olan, düz
-
[isim]
Düzlem
-
Her yeri aynı düzeyde olan, düz
- ZEVEBAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ergime
-
[isim]
Ergime