İçinde ev olan 6 harfli 118 kelime var. İçerisinde EV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ev olan kelimeler listesine ya da Sonu ev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EV, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞEVKLİ
-
-
[sıfat]
Şevki olan
- "Ben onun kadar şevkli oyuncu tanımadım." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Şevki olan
- ŞEVVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
- ZEVZEK
-
-
[sıfat]
Geveze
-
[sıfat]
Geveze
- AİLEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Aile ile ilgili
- "Ailevi bir laubalilikle genç adam, köşe koltuğuna kuruldu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Aile ile ilgili
- DEVASA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dev gibi, çok büyük
- "Kınalı, bir mil uzakta, kocaman hafif ışıklı bir böcek, devasa böcek hâlinde yatıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Dev gibi, çok büyük
- MEVCUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Var olan, bulunan
- "Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama bundan faydalanmak hem alan hem satan için hayli tehlikeli idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü
- "Okulun öğrenci mevcudu."
-
[sıfat]
Var olan, bulunan
- DEVRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dünya
- "Ben neyleyim büyükse devran."
-
Kader, talih
- "Herkesin başına yazılan gelir, devrandır." (Cem Sultan)
-
Zaman, çağ
- "Ben artık eskisi gibi değilim / Devran değişti." (Behçet Necatigil)
-
[isim]
Dünya
- NEVMİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- "Bu dönüşlerde Fahim Bey yorgun, bezgin, nevmit olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Umutsuz, çaresiz bir biçimde
- "Bir kısmı geceyi burada geçirmek zaruri olduğu kanaatinde idi, ona göre bir şey yapalım, ateş yakalım diye, nevmit ve şaşkın söyleniyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Umutsuz, çaresiz
- EVLİYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ermiş
- "Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim." (Refik Halit Karay)
-
Yatır
-
[isim]
Ermiş
- TEVALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arası kesilmeksizin sürme
-
Art arda gelme, ardı arası kesilmeme, sürüp gitme
-
[isim]
Arası kesilmeksizin sürme
- YASEVİ
- ...
- TEVKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vekil etme
-
[isim]
Vekil etme
- PEŞREV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
- "Kahvenin radyosu, tam o sırada sultaniyegâh peşrevine başlamıştı." (Haldun Taner)
-
Güreşe tutuşmadan önce pehlivanların ellerini birbirine ve uyluklarına vurarak ve hafifçe sıçrayarak yaptıkları gösteri
-
Halk hikâyelerinde, türkülerin okunup çalınışı sırasında türkü aralarına katılan mâni türünden küçük türküler
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
- MEVSUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam
-
[sıfat]
Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam
- TEVCİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yöneltme
- "Bana söz bile tevcih etmedi." (Burhan Felek)
-
Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme
-
[isim]
Yöneltme
- MEVZİİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yöresel
- "Mevzii yağış olacak."
-
Yerel
-
[sıfat]
Yöresel
- ÖLÜEVİ
-
-
[isim]
Bir yakını ölmüş olan aile
-
[isim]
Bir yakını ölmüş olan aile
- DEVELİ
- ...
- ŞEHEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
- MEVLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevlit
-
Yeni doğmuş çocuk
-
[isim]
Mevlit