İçinde ev olan 4 harfli 29 kelime var. İçerisinde EV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ev olan kelimeler listesine ya da Sonu ev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EV, VE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EVET

  1. [edat] "Öyledir" anlamında doğrulama veya tasdik kelimesi, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he
    • "Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Konuşma arasında cümlenin olumlu anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz
    • "Gidip kendisiyle konuştum evet sonra da..."

ZEVÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koca

REVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yakışır, yerinde, uygun
    • "Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim?" (Şarkı)
    • "İstanbul'da işgal kuvvetleri fertlerinin halka reva görmediği cefa ve zulüm kalmamıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

EVİN

  1. [isim] Bir şeyin içindeki öz, lüp
  2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe

EVYE
...
GREV

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İş bırakımı
    • "Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." (Necati Cumalı)

EVCİ

  1. Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb

EVRE

  1. [isim] Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale

SEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönderme, götürme
    • "Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." (Refik Halit Karay)
    • "Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Sürükleme, itme
    • "Burada başka bir olay anlatacağım ki bu, Türk'ü şuuraltı bir kuvvetle İstiklal Savaşı'na sevk eden amillerin biridir." (Halide Edip Adıvar)

ÖDEV

  1. [isim] Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
    • "Doktor da rahattır. Ödevini yapmıştır." (Haldun Taner)
  2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma

SEVİ

  1. [isim] Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk
    • "Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için." (Yunus Emre)

ZEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz
    • "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı." (Haldun Taner)
    • "Terfi ümidinde olmadıklarından resmî işlere ehemmiyet vermezler, zevklerine bakarlardı." (Refik Halit Karay)
  2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni
  3. Tat, lezzet
    • "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." (Burhan Felek)
  4. Eğlence
    • "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." (Necati Cumalı)

ALEV

  1. [isim] Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule
    • "Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Sıcaklık
    • "İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Kıvılcım
  4. Aşk ateşi
  5. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama

EVLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Daha iyi, yeğ
    • "Bir şeyi bilmek, onun cahili olmaktan evladır, diyen bir hadis vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DEVE

  1. [isim] Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus)
    • "Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evleri, dükkânları birtakım maceralar yüzünden deve yapacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır." (Selim İleri)
    • "Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür." (Salâh Birsel)

EVLİ

  1. [sıfat] Evlenmiş olan (kadın veya erkek)
    • "İlk tanıştığı adamlara derhâl evli olup olmadıklarını sorar." (Refik Halit Karay)
  2. Herhangi bir sayıda ev bulunan (yer)
    • "Yirmi evli bir köy."
  3. Evi olan

NEVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ses, ahenk, nağme
  2. Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan "re" perdesi

EVCE

  1. [zarf] Evcek

LEVA

Kelime Kökeni : Bulgarca

  1. [isim] Bulgar para birimi

FEVT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elden çıkma, yitme
  2. Ölme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü