İçinde ev olan 4 harfli 29 kelime var. İçerisinde EV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ev olan kelimeler listesine ya da Sonu ev ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EV, VE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖDEV

  1. [isim] Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
    • "Doktor da rahattır. Ödevini yapmıştır." (Haldun Taner)
  2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma

EVLİ

  1. [sıfat] Evlenmiş olan (kadın veya erkek)
    • "İlk tanıştığı adamlara derhâl evli olup olmadıklarını sorar." (Refik Halit Karay)
  2. Herhangi bir sayıda ev bulunan (yer)
    • "Yirmi evli bir köy."
  3. Evi olan

FEVT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elden çıkma, yitme
  2. Ölme

EVYE
...
EVİN

  1. [isim] Bir şeyin içindeki öz, lüp
  2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe

ŞEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, heves
    • "Bütün gençlik heyecanlarımızın, şevklerimizin, çabalarımızın mesnedi olan ve adına Atatürk ilkeleri dediğimiz inançlar..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bir bitmeyecek şevk verirken beste / Bir tel kopar, ahenk ebediyen kesilir ." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Öyle keyifleniyor, öyle şevke geliyordu ki..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Sevinç, neşe
    • "Çiftlik yine, sabah oluyormuş gibi şevkini kaybetmeyen bir aydınlık içinde..." (Refik Halit Karay)

FEVÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan kalabalığı

SEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönderme, götürme
    • "Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." (Refik Halit Karay)
    • "Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Sürükleme, itme
    • "Burada başka bir olay anlatacağım ki bu, Türk'ü şuuraltı bir kuvvetle İstiklal Savaşı'na sevk eden amillerin biridir." (Halide Edip Adıvar)

EVET

  1. [edat] "Öyledir" anlamında doğrulama veya tasdik kelimesi, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he
    • "Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Konuşma arasında cümlenin olumlu anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz
    • "Gidip kendisiyle konuştum evet sonra da..."

EVCE

  1. [zarf] Evcek

GREV

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İş bırakımı
    • "Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." (Necati Cumalı)

DEVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlaç, çare
    • "Deva bulmaz bir can kaygısına düşer." (Falih Rıfkı Atay)

ZEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz
    • "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı." (Haldun Taner)
    • "Terfi ümidinde olmadıklarından resmî işlere ehemmiyet vermezler, zevklerine bakarlardı." (Refik Halit Karay)
  2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni
  3. Tat, lezzet
    • "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." (Burhan Felek)
  4. Eğlence
    • "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." (Necati Cumalı)

ALEV

  1. [isim] Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule
    • "Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Sıcaklık
    • "İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Kıvılcım
  4. Aşk ateşi
  5. Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama

EVRE

  1. [isim] Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale

NEVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ses, ahenk, nağme
  2. Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan "re" perdesi

EVLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Daha iyi, yeğ
    • "Bir şeyi bilmek, onun cahili olmaktan evladır, diyen bir hadis vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)

FEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üst
    • "Yüz kartalın kanadından daha kuvvetli kanatlarla bulutların fevkine çıktık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Yukarı

REVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yakışır, yerinde, uygun
    • "Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim?" (Şarkı)
    • "İstanbul'da işgal kuvvetleri fertlerinin halka reva görmediği cefa ve zulüm kalmamıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

EVİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde bir çeşit birleşik makam, evç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü