İçinde eme olan 8 harfli 267 kelime var. İçerisinde EME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eme olan kelimeler listesine ya da Sonu eme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELLEMEK
-
-
[-i]
Tel geçirmek, tel takmak
-
Tel ile süslemek
-
Tencere, çaydanlık vb.ni tel ile ovarak temizlemek
-
[-i]
Tel geçirmek, tel takmak
- BELLEMEK
-
-
[nsz]
Öğrenip akılda tutmak
- "Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız." (Haldun Taner)
-
Sanmak
- "Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Öğrenip akılda tutmak
- SÖYLEMEK
-
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- "Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir vakitler aralarında su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı." (Haldun Taner)
-
Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak
- "Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yapılmasını istemek
- "Biraz sonra nazırın yine beni istediğini söylediler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Türkü, şarkı vb. okumak
- "Kanto söyler gibi hareketler ve taklitlerle söylediği şarkılar pek eğlenceli şeylerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Yazmak, düzmek
- "Şiir söylemek."
-
[-e]
Haber vermek
- "Benim burada nasıl yaşadığımı görenler gidip babama da söylerler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Önceden bildirmek, tahmin etmek
- "Bir değil iki tane olduğunu size söylemiştim." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak
- "Ne söyler bu türküler / Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- KÜRELEME
-
-
[isim]
Kürelemek işi
-
[isim]
Kürelemek işi
- YİNELEME
-
-
[isim]
Yinelemek işi, tekrarlama
-
Bir cümle içinde veya arka arkaya gelen cümlelerde bir kelimenin veya bir parçanın tekrarlanması
- "Ağla çoban ağla, ovan kalmadı / Gözyaşı dök bülbül yuvan kalmadı." (Mehmet Emin Yurdakul)
-
Cümlede eş, yakın ve zıt anlamlı sözlerin tekrarlanması
-
[isim]
Yinelemek işi, tekrarlama
- TEMEVVÜÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dalgalanma
-
[isim]
Dalgalanma
- DEHLEMEK
-
-
[-i]
Hayvanı "deh" diyerek yürütmek
- "Hayvanı gayet ustaca dehleyerek beni Çingene çadırlarına getirdi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kovmak
- "Bu işi sen yapacaksın. Yapamazsan ben seni dehlerim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Hayvanı "deh" diyerek yürütmek
- İÇERLEME
-
-
[isim]
İçerlemek işi
-
[isim]
İçerlemek işi
- KİLLEMEK
-
-
[-i]
Kirli çamaşırları kil kullanarak tokaçla yıkamak
-
[-i]
Kirli çamaşırları kil kullanarak tokaçla yıkamak
- LİFLEMEK
-
-
[-i]
Vücudu lifle sabunlamak
-
[-i]
Vücudu lifle sabunlamak
- FİDELEME
-
-
[isim]
Fidelemek işi
-
[isim]
Fidelemek işi
- DENEMECİ
-
-
[isim]
Deneme yazarı
- "Nerede o eski denemeciler, ağızlarından bal damlayan söyleşiciler?" (Tomris Uyar)
-
[isim]
Deneme yazarı
- İĞNELEME
-
-
[isim]
İğnelemek işi
-
[isim]
İğnelemek işi
- FİŞLEMEK
-
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
-
Bir işle ilgili konuda fiş açmak
-
Güvenlik kuruluşu, bir kişi hakkında dosya açmak
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
- KEMERLİK
-
-
[isim]
Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal kemer
-
[sıfat]
Kemer yapmaya elverişli
- "Kemerlik deri."
-
[isim]
Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal kemer
- ŞİŞLEMEK
-
-
[-i]
Birine veya bir şeye şiş saplamak, şiş batırmak
-
Kama, çakı vb. bir araçla yaralamak
-
[-i]
Birine veya bir şeye şiş saplamak, şiş batırmak
- ÇİSELEME
-
-
[isim]
Çiselemek işi
-
[isim]
Çiselemek işi
- MİNELEME
-
-
[isim]
Minelemek işi
-
[isim]
Minelemek işi
- SESLEMEK
-
-
[-i]
Dinlemek, kulak vermek
-
Çağırmak
-
[-i]
Dinlemek, kulak vermek
- YENİLEME
-
-
[isim]
Yenilemek işi
- "Biraz sonra kadın, kucağında tabaklar, şişeler, bardak ve kadehlerle geldi, sofrayı yenilemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma, restorasyon
-
[isim]
Yenilemek işi