İçinde eme olan 8 harfli 267 kelime var. İçerisinde EME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eme olan kelimeler listesine ya da Sonu eme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖZETLEME
-
-
[isim]
Özetlemek işi
-
[isim]
Özetlemek işi
- KEMERSİZ
-
-
[sıfat]
Kemeri olmayan
-
[sıfat]
Kemeri olmayan
- KÖRLEMEK
- ...
- KÜMELEME
-
-
[isim]
Kümelemek işi
-
Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla aynı dekor içindeki çekimleri bir araya toplama, oyuncuların çalışma durumlarını düzenleme
-
[isim]
Kümelemek işi
- FİŞLEMEK
-
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
-
Bir işle ilgili konuda fiş açmak
-
Güvenlik kuruluşu, bir kişi hakkında dosya açmak
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
- İŞLEMELİ
-
-
[sıfat]
Üstünde işlemeler bulunan
- "Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üstünde işlemeler bulunan
- BİZLEMEK
-
-
[-i]
Ucu çivili değnekle hayvanı dürtmek
-
[-i]
Ucu çivili değnekle hayvanı dürtmek
- DÜŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
- BEKLEMEK
-
-
[nsz]
Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
- "Arkadaki tramvaylar dizi olmuş, bekliyorlardı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Süre tanımak, acele etmemek
- "Demin orada oturdum, senin uyanma saatini bekledim." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek
- "Eşyayı beklemek. Tutukluları beklemek."
-
Ummak
- "Nikâhtan bu kadar keramet bekleme!" (Peyami Safa)
-
Karşılaşma ihtimali bulunmak
- "Sabri gittikten sonra Basire, ondan gebe kalmış olmaktan korkarak bekledi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Aramak, istemek
- "Bu tecrübeli deniz kurdunun muhakkak bir beklediği var." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Oyalanmak
-
[nsz]
Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak
- DİZLEMEK
-
-
[-i]
Dize kadar batmak
-
Dizini kullanarak bastırmak
-
[-i]
Dize kadar batmak
- GEVŞEMEK
-
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." (Aka Gündüz)
-
Çözülmek
- "Boynuna dolanan kolları gevşedi."
-
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
- "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." (Atilla İlhan)
-
Sevmek, hoşlanmak
-
Para piyasasında değer yitirmek
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- YEMENİCİ
-
-
[isim]
Yemeni yapan veya satan kimse
- "Mektepli yemeniciye davulun üstünden yirmi beş kuruşu göstererek..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yemeni yapan veya satan kimse
- İPİLEMEK
-
-
[nsz]
Az ışıkla yanmak
- "Memidik başını kaldırınca çelikten ışık ağı bir anda silindi, onun yerini göz kamaştıran, ipileyen bir sarı sıcak aldı." (Yahya Kemal)
-
[nsz]
Az ışıkla yanmak
- ZEDELEME
-
-
[isim]
Zedelemek işi
-
[isim]
Zedelemek işi
- FELEMENK
- ...
- HÜRYEMEZ
-
-
[isim]
Bir çeşit elma
-
[isim]
Bir çeşit elma
- ÖZÜMSEME
-
-
[isim]
Özümsemek işi veya durumu
-
[isim]
Özümsemek işi veya durumu
- DEMLEMEK
-
-
[-i]
Çayı kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bir süre bekletmek
-
[-i]
Çayı kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bir süre bekletmek
- GEZELEME
-
-
[isim]
Gezelemek işi
-
Gelin ve damadın düğünden sonra akrabalarına yaptıkları ziyaret
-
[isim]
Gezelemek işi
- KAŞELEME
-
-
[isim]
Kaşelemek işi
-
[isim]
Kaşelemek işi