İçinde ede olan 5 harfli 12 kelime var. İçerisinde EDE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ede olan kelimeler listesine ya da Sonu ede ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

EDE

2 Harfli Kelimeler

DE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
    • "Ya hasta yahut bir kederi var." (Halide Edip Adıvar)

PEDER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Baba
    • "Pederinize büyük ikramiye isabet etmiş." (Refik Halit Karay)
  2. Hristiyanlıkta ruhani lider, papaz

BEDEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer, fiyat, kıymet
  2. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık
    • "Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var." (Aka Gündüz)
  3. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse
  4. [sıfat] Eşit, denk
    • "Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir." (Refik Halit Karay)
  5. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para
    • "Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Uşak, hizmetçi, çoban

HEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nişan alınacak yer, nişangâh
    • "Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder." (Azra Erhat)
  2. Amaç, gaye, maksat
    • "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar." (Tarık Buğra)
    • "Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor." (Ahmet Ümit)
  3. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)

NEDEN

  1. [isim] Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
    • "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
  2. [zarf] Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
    • "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
  3. Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet

HEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma
    • "Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır." (Ercüment Ekrem Talu)

SEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde
  2. [sıfat] Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş
    • "Sedef saplı avcı bıçağı duvarda, taşın üstünde cızırdıyor sanki." (Tarık Buğra)
  3. Sedef hastalığı

EDEBİ
...
MEDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, imdat
    • "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] "Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü

CEDEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tartışma, çekişme, münakaşa etme

BEDEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
  2. Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde
    • "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler." (Salâh Birsel)
  3. Giysilerde ölçü
  4. Kale duvarı

YEDEK

  1. [sıfat] Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı
    • "Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler." (Refik Halit Karay)
  2. Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan
    • "Yedek kalem. Yedek anahtar."
    • "Bunlardan yürümeye mecali olmayan bazılarını erkekler iki taraflarından kollarına girmek suretiyle yedeğe almışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [isim] Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı
  4. [isim] Hayvanı yedeğe alan ip, yular
  5. [isim] Redif

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü