Sonunda ede olan 21 kelime var. EDE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ede olan kelimeler listesine ya da başında ede olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
FELAKETZEDE
BANKERZEDE, DEPREMZEDE, GURBETZEDE
DÖVİZZEDE
AFETZEDE, KAZAZEDE, MÜCAHEDE, MÜŞAHEDE, MÜZAYEDE
MUAHEDE, MUAYEDE, SELZEDE
ARBEDE, AYDEDE, GEREDE, NEREDE, REZEDE
DEDE, ZEDE
EDE
D E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EDE
2 Harfli Kelimeler
DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FELAKETZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Felakete uğramış kimse
- "Felaketzede bir birader için bu saadet kâfidir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Felakete uğramış kimse
- DEPREMZEDE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Depremde zarar görmüş insan
- "Eksi yirmi derecede Kızılay'ın çadırları içinde titreşen depremzedeler, donmama savaşı veriyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Depremde zarar görmüş insan
- BANKERZEDE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Banker ile olan iş ilişkilerinde zarara uğrayan kimse
-
[isim]
Banker ile olan iş ilişkilerinde zarara uğrayan kimse
- GURBETZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gurbete düşmüş
-
[isim]
Gurbete düşmüş
- DÖVİZZEDE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bankalara herhangi bir şey almak için dövizle borçlanıp borcunu ödeyemeyerek edindiği malı yok pahasına elinden çıkarmak zorunda kalan kimse
-
[isim]
Bankalara herhangi bir şey almak için dövizle borçlanıp borcunu ödeyemeyerek edindiği malı yok pahasına elinden çıkarmak zorunda kalan kimse
- MÜCAHEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çalışma, gayret
-
Allah yolunda savaşma
-
[isim]
Çalışma, gayret
- AFETZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Afete uğramış, afet görmüş kimse
-
[isim]
Afete uğramış, afet görmüş kimse
- KAZAZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- "... şu dakikada o gafil kazazedelerden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- MÜŞAHEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görme
- "Burada, bir hakikati beraber müşahede etmeliyiz." (Atatürk)
-
Gözlem
-
[isim]
Görme
- MÜZAYEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık artırma
-
[isim]
Açık artırma
- MUAHEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Antlaşma
- "Osmanlılar 1681 muahedesiyle Moskova hükümdarının Çarlık unvanını ve Kudüs Ortodoks kilisesi üzerindeki himaye hakkını tanımışlardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Antlaşma
- SELZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sel felaketine uğramış, selden zarar görmüş kimse
-
[isim]
Sel felaketine uğramış, selden zarar görmüş kimse
- MUAYEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
- NEREDE
-
-
[zarf]
Hangi yerde?
- "Bu kadın nerede imiş, babası onu nerede görmüş?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Senin filozofluğun nerede kaldı?" (Ömer Seyfettin)
- "O kendisi bilmez, nerede kaldı ki başkasına öğretsin."
- "Ben nerede sen orada."
-
[ünlem]
"İmkânsız" anlamında bir söz
- "Sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım. Nerede!" (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Hangi yerde?
- ARBEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavga, gürültü patırtı
-
[isim]
Kavga, gürültü patırtı
- REZEDE
-
-
[isim]
Muhabbet çiçeğigillerden, 1,5 m yüksekliğinde, tohumlarından kandil yağı, çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki, rezede çiçeği (Reseda luteola)
-
[isim]
Muhabbet çiçeğigillerden, 1,5 m yüksekliğinde, tohumlarından kandil yağı, çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki, rezede çiçeği (Reseda luteola)
- GEREDE
- ...
- AYDEDE
- ...
- ZEDE
- ...
- DEDE
-
-
[isim]
Torunu olan erkek, büyük baba, büyük peder
- "Dedenin kabri yanında bir çukur kazılmış." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri
-
Mevlevi tarikatında çile doldurmuş olan dervişlere verilen unvan
-
[ünlem]
Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan erkek, büyük baba, büyük peder