İçinde ebe olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde EBE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ebe olan kelimeler listesine ya da Sonu ebe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EBE
2 Harfli Kelimeler
BE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUTEBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saygın, itibarı olan, hatırı sayılır, sözü geçer
- "Selanik'in en varlıklı, en muteber, en güzide ailelerinden sayılıyor." (Atilla İlhan)
- "Hükmün muteber olması için ittifakla alınması elzemdir." (Tarık Buğra)
-
İnanılır, güvenilir
-
Değerli
- "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Muhibbî)
-
Geçerli
-
[sıfat]
Saygın, itibarı olan, hatırı sayılır, sözü geçer
- KELEBEK
-
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- "Kelebek gibi uçmada ruhumuz / Barış dolu bu yıldız bahçesinde." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[sıfat]
Biçim olarak bu böceklere benzeyen
- "Kaymakam Bey jaketataylı, kelebek kravatlıdır." (Tarık Buğra)
-
Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan
-
Bu hayvanın neden olduğu hastalık
-
Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm
-
[isim]
Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad
- ZEBELLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok iri yarı kimse
-
[isim]
Çok iri yarı kimse
- ÖTEBERİ
-
-
[isim]
Türlü, önemsiz, ufak tefek şeyler
- "Çıkıp öteberi almaya çarşıya gittim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Türlü, önemsiz, ufak tefek şeyler
- DEBDEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görkem
- "Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Görkem
- EBELEME
-
-
[isim]
Ebelemek işi
-
Mayalı hamuru bezelere ayırarak yufka durumuna getirip sac üzerinde pişirdikten sonra alt ve üst kısımlarının yağlanmasıyla yapılan ekmek
-
[isim]
Ebelemek işi
- GEBELİK
-
-
[isim]
Gebe olma durumu, hamilelik
-
Döllenme ile doğum arasında geçen süre
-
Minnet altında kalma
-
[isim]
Gebe olma durumu, hamilelik
- TEBEŞİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
-
Bu maddeden yapılan, kara tahta, duvar vb. yüzeylere yazı yazmak için kullanılan, beyaz veya renkli çubuk
- "Tahta başında, elimde tebeşir, sallanıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
- GEBERME
-
-
[isim]
Gebermek işi
-
[isim]
Gebermek işi
- TEBERLİ
-
-
[sıfat]
Teberi olan
- "Alayın en önünde de elleri teberli, Bektaşi babaları yer alır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Teberi olan
- GEBERİK
-
-
Ölü, ölmüş
-
Ölü, ölmüş
- MERTEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, derece, rütbe
- "Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Evre, safha
-
[isim]
Aşama, derece, rütbe
- BEBEKÇE
-
-
Bebek gibi, bebeğe yakışır biçimde
-
Bebek gibi, bebeğe yakışır biçimde
- CEBERUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- "Sahibikâinat olan ceberut." (Tevfik Fikret)
-
Tasavvufta Allah'a varmanın üçüncü basamağı
-
Merhametsizlik, zorbalık
- "Böyle ceberut sahibi firavunlar karşısında ağız açmak haddimize mi düşmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Acımasız, merhametsiz, zorba
- "Ceberut hanım, hiçbir şeye izin vermiyordu ki!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- EBEVEYN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anne ve baba
- "Ebeveynim çok bedbaht insanlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Anne ve baba
- TEBERRU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağış
-
[isim]
Bağış
- ŞEBEKÇİ
-
-
[isim]
Şebek oynatan kimse
- "Burgaz önlerinde birtakım ayıcılar, şebekçiler, kuklacılar..." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Şebek oynatan kimse
- SEBEPLİ
-
-
[sıfat]
Sebebi olan
-
[sıfat]
Sebebi olan
- BEBECİK
-
-
[isim]
Küçük veya acınacak durumda olan bebek
-
Yaşına yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse
-
[isim]
Küçük veya acınacak durumda olan bebek