İçinde ders olan 13 kelime var. İçerisinde DERS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ders olan kelimeler listesine ya da Sonu ders ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

13 Harfli Kelimeler

DERSHANECİLİK

11 Harfli Kelimeler

KADERSİZLİK, KEDERSİZLİK

10 Harfli Kelimeler

DERSHANECİ

9 Harfli Kelimeler

DERSLİKLİ, MİNDERSİZ

8 Harfli Kelimeler

DERSBAŞI, DERSHANE, KADERSİZ, KEDERSİZ

7 Harfli Kelimeler

DERSİAM, DERSLİK

4 Harfli Kelimeler

DERS


Kelime bulma makinesi

D E R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

DERS

3 Harfli Kelimeler

SER

2 Harfli Kelimeler

DE, ER, ES, RE, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DERSHANECİLİK

  1. [isim] Dershane işletmeciliği

KEDERSİZLİK

  1. [isim] Kedersiz olma durumu

KADERSİZLİK

  1. [isim] Kadersiz olma durumu

DERSHANECİ

  1. [isim] Dershane işleten kimse

MİNDERSİZ
...
DERSLİKLİ
...
DERSBAŞI
...
KADERSİZ

  1. [sıfat] Kötü talihi olan
    • "Gel kadersizim, kimsesizim, kadersiz oğlumun muratsız oğlu gel!" (Yahya Kemal)

KEDERSİZ

  1. [sıfat] Acısız, üzüntüsüz

DERSHANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğrencilerin, bir öğretmenin gözetimi altında, anlatma, araştırma, küme çalışması vb. yollarla ve türlü eğitim araç ve gereçlerinden de yararlanarak ders yaptıkları yer, derslik, sınıf
  2. Öğrencilere okul dışında para ile ders veren özel kuruluş

DERSLİK

  1. [isim] Sınıf, dershane
  2. [sıfat] Ders saati süresine uygun
    • "Anlatılacak bir derslik konu kaldı."

DERSİAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Osmanlılar döneminde müderrislerin camilerde verdikleri ders
  2. Bu dersi veren müderrislerin unvanı

DERS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi
    • "Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Metin'in bu dersi asma teklifi hiç hoşuma gitmedi doğrusu." (Adalet Ağaoğlu)
    • "Bu seneki tecrübe aynı zamanda bir de ders oldu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi."
  2. Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre
    • "Dersin bitmesine beş dakika var."
    • "Yapılacak şey gördüğümüz vakalardan ders almaya çalışmaktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta." (Rıfat Ilgaz)
    • "Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi." (Peyami Safa)
  3. Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi
    • "Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu." (Necati Cumalı)
  4. Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret
    • "En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz?" (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü