İçinde dal olan 8 harfli 45 kelime var. İçerisinde DAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dal olan kelimeler listesine ya da Sonu dal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

DAL

2 Harfli Kelimeler

AD, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DALGACIK

  1. [isim] Küçük dalga
    • "İki tarafa köpükler saçan tekne, dalgacıklar üzerinden atlıyor." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

HARDALLI

  1. [sıfat] Hardalı olan

BİNDALLI

  1. [isim] Çoğunlukla mor kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak ve çiçek işlenmiş giysi veya örtü

KOLOİDAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan

FUNDALAR

  1. [isim] Fundagillerle birlikte bunlara benzeyen daha başka familyaları da içinde toplayan bir bitki takımı

DALAŞKAN
...
DALLANIŞ

  1. [isim] Dallanma işi veya biçimi

DALFİDAN

  1. [isim] Taze ve yeni fidan

DALAŞMAK

  1. [nsz] Köpekler boğuşup birbirini ısırmak
  2. Ağız kavgası etmek
    • "Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış." (Reşat Nuri Güntekin)

DALLANMA

  1. [isim] Dallanmak işi
    • "Bilimsel alandaki dallanma, bizi toplu bir evren görüşü edinme mutluluğundan da yoksun bırakıyor." (Melih Cevdet Anday)

DALGINCA

  1. Dalgın bir biçimde, dalgın olarak

MANDALLI

  1. [sıfat] Üzerinde mandal bulunan
  2. Mandalla kapatılmış olan (kapı, pencere)
  3. Mandalla ipe tutturulmuş

AKHARDAL

  1. [isim] Hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri (Sinapis alba)

DALÖĞLEN
...
DALKAVUK

  1. [isim] Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
    • "Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse

ADALESİZ

  1. [sıfat] Kassız

DALDIRIŞ

  1. [isim] Daldırma işi veya biçimi

SANDALYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
    • "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." (Refik Halit Karay)
  2. Makam, koltuk, mevki
    • "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." (Halide Edip Adıvar)

KANADALI
...
UGANDALI
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü