İçinde dal olan 8 harfli 45 kelime var. İçerisinde DAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dal olan kelimeler listesine ya da Sonu dal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

DAL

2 Harfli Kelimeler

AD, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DALKAVUK

  1. [isim] Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak
    • "Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse

SANDALCI

  1. [isim] Sandal (II) işleten kimse

FUNDALIK

  1. [isim] Funda ile kaplı yer
    • "Çok geçmeden bölük, arkasında ince bir toz bulutu bırakıp dikenli fundalıklar arasından tespih dizisi gibi aktı." (Atilla İlhan)

DALLANIŞ

  1. [isim] Dallanma işi veya biçimi

DALDIRIŞ

  1. [isim] Daldırma işi veya biçimi

DALDIRMA

  1. [isim] Daldırmak işi
  2. Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu
  3. Bu yolla daldırılan dal

BUDALACA

  1. [sıfat] Budalaya yakışan
    • "Bunu becerebilmek insanı nice budalaca hatalardan korur." (Haldun Taner)
  2. Budalaya yakışır biçimde, budalacasına
    • "Budalaca gülen kızlara kızıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)

DALGINCA

  1. Dalgın bir biçimde, dalgın olarak

FUNDALAR

  1. [isim] Fundagillerle birlikte bunlara benzeyen daha başka familyaları da içinde toplayan bir bitki takımı

DALKIRAN

  1. [isim] Kabuk böcekleri familyasından, fındık ağaçlarında yaşayan kın kanatlı böcek (Anisandrus dispar)
  2. Şiddetli esen rüzgâr

DALTABAN

  1. [sıfat] Yalın ayak (kimse)
  2. Aşağılık, serseri

SANDALYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
    • "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." (Refik Halit Karay)
  2. Makam, koltuk, mevki
    • "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." (Halide Edip Adıvar)

KOLOİDAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan

ADALETLİ

  1. [sıfat] Adil
    • "Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri için gerekli tedbirleri alır." (Anayasa)

VİDALAMA

  1. [isim] Vidalamak işi

BİNDALLI

  1. [isim] Çoğunlukla mor kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak ve çiçek işlenmiş giysi veya örtü

SARDALYA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Hamsigillerden, konservesi ve tuzlaması yapılan, gümüş renginde, pullu ve 10-15 cm boyunda, küçük bir balık, ateş balığı (Clupea pilchardus)

MADALYON

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Boyna zincirle takılan, genellikle değerli metalden yapılmış, içine küçük resim gibi şeyler konulan, türlü biçimde süs eşyası

HURDALIK

  1. [isim] Hurda yığını
  2. Hurdanın atıldığı yer

DALLANMA

  1. [isim] Dallanmak işi
    • "Bilimsel alandaki dallanma, bizi toplu bir evren görüşü edinme mutluluğundan da yoksun bırakıyor." (Melih Cevdet Anday)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü