İçinde dal olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde DAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dal olan kelimeler listesine ya da Sonu dal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAL
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FAYDALI
-
-
[sıfat]
Yararlı
- "Seninle dostluğumuzu, artık hayırlı ve faydalı buluyor." (Haldun Taner)
- "Ben şurada karınca kaderince daha faydalı olmaya çalışırım." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yararlı
- DALANMA
-
-
[isim]
Dalanmak işi
-
[isim]
Dalanmak işi
- GEDALIK
- ...
- PADALYA
-
-
[isim]
Öldürüldükten sonra süs amacıyla içi doldurulmuş hayvan
-
[isim]
Öldürüldükten sonra süs amacıyla içi doldurulmuş hayvan
- DALLAMA
-
-
[isim]
Dallamak işi
-
[sıfat]
Aptal, enayi
-
[isim]
Dallamak işi
- DALAYIŞ
-
-
[isim]
Dalama işi veya biçimi
-
[isim]
Dalama işi veya biçimi
- DALANCI
-
-
[isim]
Lobici
-
[isim]
Lobici
- DALAMAK
-
-
[-i]
Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak
- "Köpek mi daladı seni?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Zehirli böcek, ısırgan otu, sert kumaş dokunarak teni acıtmak veya kaşındırmak
-
[-i]
Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak
- DALALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler." (Atatürk)
-
[isim]
Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
- SEVDALI
-
-
[sıfat]
Sevdaya tutulmuş olan, tutkun, vurgun, âşık
- "Cömert sevgili bunların da parasını saydıktan sonra iki sevdalı oradan çıktılar." (Haldun Taner)
-
Bir şeye gereğinden çok düşkünlük gösteren, eğilim duyan
-
[sıfat]
Sevdaya tutulmuş olan, tutkun, vurgun, âşık
- DALÖĞLE
-
-
[isim]
Tam öğle zamanı
-
[isim]
Tam öğle zamanı
- AĞDALIK
-
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
-
[isim]
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm
- ADALELİ
-
-
[sıfat]
Kaslı
- "İki kolunu da yukarı kadar sıvadı, sert adaleli kollarını meydana çıkardı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kaslı
- DALAŞMA
-
-
[isim]
Dalaşmak işi veya durumu, dalaş
- "Hoşgörüden ve uzlaşma yeteneğinden yoksun bulunanlar ve dalaşmaya hazır olanlar da asıl bunlardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dalaşmak işi veya durumu, dalaş
- DALANIŞ
-
-
[isim]
Dalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dalanma işi veya biçimi
- CİDALCİ
-
-
[isim]
Savaşçı
-
[isim]
Savaşçı
- DALGACI
-
-
[sıfat]
İşine gereken önem ve dikkati göstermeyen (kimse)
- "Pek dalgacı görünüyor, saçmalayacağa benziyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
İşine gereken önem ve dikkati göstermeyen (kimse)
- ONDALIK
-
-
[isim]
Onda bir olarak alınan veya verilen ücret, komisyon
-
Toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi, öşür, aşar
-
Temel olarak on sayısını alan, aşar, aşari
-
[isim]
Onda bir olarak alınan veya verilen ücret, komisyon
- CADALOZ
-
-
[sıfat]
Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)
-
Çirkin, yaşlı (kadın)
-
[sıfat]
Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)
- DULDALI
-
-
[sıfat]
Duldası olan
-
[sıfat]
Duldası olan