İçinde da olan 4 harfli 48 kelime var. İçerisinde DA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında da olan kelimeler listesine ya da Sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DARU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İlaç
-
[isim]
İlaç
- DAİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- "Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- CÜDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yurt, baba ocağı gibi çok sevilen şeylerden ayrılmış olan, uzak kalmış olan
- "Canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda, / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[sıfat]
Yurt, baba ocağı gibi çok sevilen şeylerden ayrılmış olan, uzak kalmış olan
- VİDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi
-
[isim]
Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi
- DANK
-
-
[isim]
"Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak" anlamında dank etmek veya dank demek birleşik fillerinde kullanılır
-
[isim]
"Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak" anlamında dank etmek veya dank demek birleşik fillerinde kullanılır
- GIDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Besin
- "Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Besin
- SEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ses
- "Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır." (Atatürk)
-
[isim]
Ses
- ARDA
-
-
[isim]
İşaret olarak yere dikilen çubuk
-
Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem
-
Ardıl
-
[isim]
İşaret olarak yere dikilen çubuk
- ADAK
-
-
[isim]
Adama işi, nezir
- "Sen bana niye söylemedin? Sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)
-
Adanılan şey, nezir
- "Hanım, bu aldığınız şeylerin adağını unuttunuz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Adama işi, nezir
- DAMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun
- "Gürültüsüz oyun isterseniz gelin damaya." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Konya'ya döndüğüm vakit benim motor 'dama Erol Efendi!' dedi. Kıtipiyoz bir tamirhaneye verdim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun
- DAVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- "Dayak yiyen kadın kimi, kime dava edecek?" (Aka Gündüz)
- "Danıştay, davaları görmek ... ve kanunlarla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir." (Anayasa)
- "Davayı kazanamazlar, kanunlar kiracıdan yana." (Ayşe Kulin)
- "Bütün edebiyatım, Tanin gazetesinin cumartesi sayılarında garpçılık davasını gütmekle geçiyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Sav
- "Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Sorun
- "O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ülkü
- "Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı." (Tarık Buğra)
-
Sevgili
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- LODA
-
-
[isim]
Küme, yığın
- "Saman lodası."
-
Demet
-
Taneli veya tanesiz saman yığını
-
Üzeri toprak veya otla örtülmüş saman yığını
-
[isim]
Küme, yığın
- DARP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vurma, dövme
-
Çarpma
-
Vuruş
-
[isim]
Vurma, dövme
- VEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- DART
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız oklama (2)
-
[isim]
Bakınız oklama (2)
- İBDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratma, yoktan var etme
-
[isim]
Yaratma, yoktan var etme
- DADI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çocuk bakımı ile görevli kadın
- "Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çocuk bakımı ile görevli kadın
- SODA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sindirimi kolaylaştırmak, susuzluğu gidermek, içkileri sulandırmak için kullanılan, içinde sodyum karbonat bulunan, köpüren su
-
Temizlik işlerinde kullanılan bir çeşit tuz
-
[isim]
Sindirimi kolaylaştırmak, susuzluğu gidermek, içkileri sulandırmak için kullanılan, içinde sodyum karbonat bulunan, köpüren su
- DANA
-
-
[isim]
İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu
- "İstediğimiz parayı vermezse işte o zaman dananın kuyruğu kopar." (Yahya Kemal)
-
[isim]
İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu
- DATA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Veri
-
Aslında kendileri ekonomik olmayan ancak ekonomi dünyasını dışarıdan kuşatan veya çerçeveleyen, nüfus, teknik bilgi, hukuk düzeni ve yönetim biçimi ögelerinden her biri
-
[isim]
Veri