İçinde da olan 4 harfli 48 kelime var. İçerisinde DA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında da olan kelimeler listesine ya da Sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- FEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme
- "Yurt uğruna canım feda."
- "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?"
- "Her şeyi feda ederek onun peşine takılmış." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme
- VİDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi
-
[isim]
Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi
- CIDA
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Mızrak
-
[isim]
Mızrak
- MODA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
-
Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük
- "Moda sandığımız birçok şeylerin hayatın kendi bünyesinden geldiği anlaşılır." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
- "Bu işin modası geçti, onu vaktiyle yapmak gerekti."
-
[sıfat]
Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan
- "Moda şapka."
-
[isim]
Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- GIDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Besin
- "Başka yerlerde süt, ekmekten üstün bir gıdadır." (Burhan Felek)
-
[isim]
Besin
- AĞDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği
-
Şekerle yapılan ürünlerin hazırlanması veya beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk
-
[isim]
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği
- DAİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- "Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
- ADAŞ
-
-
[isim]
Adları aynı olanlardan her biri
- "Adaşının, neyin nesi olduğunu hiç bilmiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Adları aynı olanlardan her biri
- DARP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vurma, dövme
-
Çarpma
-
Vuruş
-
[isim]
Vurma, dövme
- NİDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çağırma, bağırma, seslenme
- "Baba: 'ya Allah!' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı." (Refik Halit Karay)
-
Ünlem
-
[isim]
Çağırma, bağırma, seslenme
- DAİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sürekli, sonsuz
-
[zarf]
Daima
-
[sıfat]
Sürekli, sonsuz
- DAVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- "Dayak yiyen kadın kimi, kime dava edecek?" (Aka Gündüz)
- "Danıştay, davaları görmek ... ve kanunlarla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir." (Anayasa)
- "Davayı kazanamazlar, kanunlar kiracıdan yana." (Ayşe Kulin)
- "Bütün edebiyatım, Tanin gazetesinin cumartesi sayılarında garpçılık davasını gütmekle geçiyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Sav
- "Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Sorun
- "O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Ülkü
- "Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı." (Tarık Buğra)
-
Sevgili
-
[isim]
Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- DARA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
-
Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra
-
İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı
-
[isim]
Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
- SODA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sindirimi kolaylaştırmak, susuzluğu gidermek, içkileri sulandırmak için kullanılan, içinde sodyum karbonat bulunan, köpüren su
-
Temizlik işlerinde kullanılan bir çeşit tuz
-
[isim]
Sindirimi kolaylaştırmak, susuzluğu gidermek, içkileri sulandırmak için kullanılan, içinde sodyum karbonat bulunan, köpüren su
- GEDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dilenci
-
Yoksul, fakir
-
[sıfat]
Dilenci
- DADI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çocuk bakımı ile görevli kadın
- "Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çocuk bakımı ile görevli kadın
- SADA
-
-
[isim]
Bakınız seda
-
[isim]
Bakınız seda
- LODA
-
-
[isim]
Küme, yığın
- "Saman lodası."
-
Demet
-
Taneli veya tanesiz saman yığını
-
Üzeri toprak veya otla örtülmüş saman yığını
-
[isim]
Küme, yığın
- HÜDA
- ...