İçinde bur olan 5 harfli 12 kelime var. İçerisinde BUR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bur olan kelimeler listesine ya da Sonu bur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
BU, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURUK
-
-
[sıfat]
Burulmuş olan
-
Tadı kekre olan (meyve)
- "Vişne şerbetinin bu buruk tadı gerçek midir?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Uygun olmayan şartlar sonucu dönerek büyüyen ağacın kerestesi
-
Alınarak küskünlük gösteren, gücenmiş (kimse)
- "Rahmi'ye karşı o da ötekiler gibi buruktu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Burulmuş olan
- BURKA
- ...
- SABUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok sabırlı
-
[sıfat]
Çok sabırlı
- TABUR
-
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- "Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır." (Salâh Birsel)
-
Küme, yığın, grup
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- BURSA
- ...
- BURGU
-
-
[isim]
Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet
- "Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon
-
Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici alet
-
Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal
-
[isim]
Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet
- BURCU
-
-
[isim]
Güzel koku, ıtır
-
[isim]
Güzel koku, ıtır
- KUBUR
-
-
[isim]
Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
- "Oğlum, ben karanlığa kubur sıkmam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Boru biçiminde kap
- "Ok kuburu."
-
Bir çeşit tabanca, dolma tabanca
-
[isim]
Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
- BURUN
-
-
[isim]
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- "... şöyle demiştim, böyle yapmıştım, diyene burun büker." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağına çıkmış." (Sermet Muhtar Alus)
- "Çeltikçiler, o burunları Kafdağında çeltikçiler çarşıya düşmüşler, önlerine gelene dert yanıyorlar." (Yahya Kemal)
- "Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın." (Murathan Mungan)
-
Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
- "Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum." (Haldun Taner)
- "Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Kibir, büyüklenme
- "Burnundan yanına varılmıyor."
-
Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü
-
[isim]
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- BURAK
- ...
- BURMA
-
-
[isim]
Burmak işi
-
Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi
-
Burularak yapılmış bilezik
-
[sıfat]
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
- "Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." (Halide Edip Adıvar)
-
Hadım etme, iğdiş etme
-
Musluk
-
Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
-
Kuru incir
-
[isim]
Burmak işi
- ZEBUR
- ...