Sonunda bur olan 13 kelime var. BUR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bur olan kelimeler listesine ya da başında bur olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MENDEBUR
ETOBUR, KALBUR, KAMBUR, MECBUR, NALBUR, OTOBUR, TAMBUR
KUBUR, SABUR, TABUR, ZEBUR
OBUR
B R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
BU, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MENDEBUR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sümsük, sünepe, pis, iğrenç
- "Karşımıza kör, topal, sakat, mendebur bir mahluk da çıkabilir." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Sümsük, sünepe, pis, iğrenç
- TAMBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- "... eczacı İhsan Bey'in tamburundan ağır tınlamalı birtakım sesler geliyordu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- NALBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At nalı yapan demirci
-
Çivi, kilit, menteşe gibi yapı işlerinde kullanılan şeyleri satan kimse, hırdavatçı
-
[isim]
At nalı yapan demirci
- OTOBUR
-
-
[sıfat]
Otçul
-
[sıfat]
Otçul
- ETOBUR
-
-
[sıfat]
Dişleri et yiyecek biçimde olan, omurgalı, memeli (hayvan), etçil, karnivor
-
[sıfat]
Dişleri et yiyecek biçimde olan, omurgalı, memeli (hayvan), etçil, karnivor
- MECBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- "Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ertesi gün beni daireden istifaya mecbur ettiler." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Memleketin büyük menfaati, beni bu yolda harekete mecbur tutuyordu." (Atatürk)
-
Bağlı, düşkün, tutkun
-
[sıfat]
Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan
- KALBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
- KAMBUR
-
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- "Mavi gözlü, köse, kamburu çıkmış bir ihtiyardı." (Ömer Seyfettin)
-
Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı
- "Gümüş saplı bastonuna dayanarak yürüyen kamburu çıkmış kadit bir âyan azası misali, ağır ağır bizim tarafa geçti." (Haldun Taner)
-
Yapı veya eşyada dışarıya doğru eğrilme
-
[sıfat]
Vücudunda bu tümsek bulunan (kimse)
-
Sıkıntı, dert
-
[isim]
Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
- KUBUR
-
-
[isim]
Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
- "Oğlum, ben karanlığa kubur sıkmam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Boru biçiminde kap
- "Ok kuburu."
-
Bir çeşit tabanca, dolma tabanca
-
[isim]
Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
- SABUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok sabırlı
-
[sıfat]
Çok sabırlı
- ZEBUR
- ...
- TABUR
-
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- "Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır." (Salâh Birsel)
-
Küme, yığın, grup
-
[isim]
Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği
- OBUR
-
-
[sıfat]
Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)
- "Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)