İçinde bin olan 6 harfli 15 kelime var. İçerisinde BİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bin olan kelimeler listesine ya da Sonu bin ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BİN
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİNAEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Dayanarak
-
-den dolayı, -den ötürü, -diği için
-
[zarf]
Dayanarak
- BİNGÖL
- ...
- ALBİNO
- ...
- KABİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
-
Hekim muayenehanesi
- "Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor." (Aka Gündüz)
-
Kabin
- "Bir kabineye girip soyundum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Hela
-
[isim]
Bakanlar Kurulu, hükûmet
- TÜRBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
- NİKBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İyimser
- "Zaten yaradılışı icabı çok nikbin bir gençti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İyimser
- KOMBİN
- ...
- BİNKAT
-
-
[zarf]
Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde
- "Ölümün bu izdivaçtan binkat hayırlı olduğunu söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde
- BİNYIL
-
-
[isim]
Bin yılı içine alan zaman dilimi, milenyum
-
[isim]
Bin yılı içine alan zaman dilimi, milenyum
- HODBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bencil, egoist
-
[sıfat]
Bencil, egoist
- BİNLİK
-
-
[isim]
Bin birimden oluşan para
-
Yaklaşık olarak üç litrelik büyük şişe
-
[sıfat]
Bin tanesi bir arada olan
-
[isim]
Bin birimden oluşan para
- BİNMEK
-
-
[-e]
Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
- "Belki de atlara binerek dolaşırız." (Refik Halit Karay)
- "Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş." (Haldun Taner)
-
Bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil vb. bir taşıtta yer almak
- "Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip çocukları ezip biniyoruz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Bisiklet, motosiklet, binek hayvanı kullanmak
-
İş istenilmeyen veya beklenilmeyen bir biçim almak
- "İş inada bindi."
-
Bir şey sıkışarak yanındakinin üstüne çıkmak
- "Damar damara binmiş."
-
[nsz]
Fiyat artmak
- "Pamuklulara yüzde on bindi."
-
Eklenmek, katılmak
- "Annemin dul maaşından ayrılmış bütçeme bir de posta masrafı binmişti her hafta." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-e]
Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
- BİNBİR
-
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- "İlk vapurdan binbir yabancı çıkıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- BİNİCİ
-
-
[isim]
Ata binen kimse
-
[isim]
Ata binen kimse
- BEDBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötümser
- "Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Annemin İstanbul'a indiği günler bedbin oluyordum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kötümser