İçinde bel olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde BEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bel olan kelimeler listesine ya da Sonu bel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

BEL, LEB

2 Harfli Kelimeler

BE, EL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BELEŞE
...
BELLEK

  1. [isim] Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin
    • "Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz." (Salâh Birsel)
  2. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm

BELGİN

  1. [sıfat] Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, sarih
    • "Yalnızca beyaz elleri belgin, bir hülya kadını, dağılan bir evrenin perisi olup çıkar." (Selim İleri)

BELİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Felaket, keder, tasa
    • "Sebep hep sensin; o zaman muvafakat edeydin belki bu beliyeler başıma gelmezdi." (Sermet Muhtar Alus)

BELSEM
...
BELEME

  1. [isim] Belemek işi

BELGEÇ

  1. [isim] Belgegeçer

BELASI
...
CEBELİ

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu döneminde, savaş sırasında tımar, zeamet sahiplerinin dirlikleri oranına göre yanlarında götürmekle yükümlü bulundukları atlı asker
  2. Aynı dönemde illerdeki atlı inzibat kuvveti

BELLİK

  1. [isim] İşaret, marka
  2. Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla araya konulan ince, uzun karton parçası

EBELİK

  1. [isim] Ebe olma durumu veya ebenin yaptığı iş
  2. Çocuk oyunlarında ebe olma durumu
    • "Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın." (Peyami Safa)

TEMBEL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç
    • "Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ)
    • "Galiba karaciğeri de tembel." (Haldun Taner)

BELİZE
...
BELALI

  1. [sıfat] Yorucu, üzücü, can sıkıcı
    • "Bu belalı işin iyi gitmeye başlamasının daha ucundayız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Kavgacı, şirret
  3. [isim] Yolsuz kadının zorba dostu
    • "Belalıları başından taşkın kadınlarla uğraşacak yaşta değiliz." (Refik Halit Karay)

TABELA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha
    • "Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum." (Refik Halit Karay)
  2. Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge
  3. Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt

BELGİT

  1. [isim] Senet
  2. Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan

BELLEM

  1. [isim] Bellemek yetisi

BELEDİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Şehirle ilgili
    • "Millî hükûmet arzu eder ki tamamıyla sınai bir şehir olsun; bu beledi bir fikir olamaz, millî bir fikirdir." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yerleşik
    • "Beledi hastalık."
  3. [isim] Bir tür pamuklu, kalın kumaş

BELKİM
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü