İçinde bel olan 5 harfli 16 kelime var. İçerisinde BEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bel olan kelimeler listesine ya da Sonu bel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEL, LEB
2 Harfli Kelimeler
BE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELEK
-
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Beşiğe konulan yatak
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- BELEN
-
-
[isim]
Bel
-
Tepe, yüksek yer
-
Bayır
-
Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu
-
[isim]
Bel
- EBELİ
-
-
[sıfat]
Ebesi olan
-
[sıfat]
Ebesi olan
- BELCE
-
-
[isim]
İki kaş arası
-
[isim]
İki kaş arası
- BELKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Olabilir ki, muhtemel olarak
- "Belki de bu durumun kusuru bizde." (Burhan Felek)
-
[bağlaç]
Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal
- "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz." (Zeki Ömer Defne)
-
[zarf]
Olabilir ki, muhtemel olarak
- BELİK
-
-
[isim]
Saç örgüsü
-
[isim]
Saç örgüsü
- BELLİ
-
-
[sıfat]
Beli olan
- "Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Beli olan
- GÖBEL
-
-
[isim]
Kimsesiz, başıboş çocuk
-
Yaramaz çocuk
-
Sınırları ayırmak için tarla kenarlarında yapılan toprak tepecikler
-
[isim]
Kimsesiz, başıboş çocuk
- BELİĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Belagati olan, belagatli
-
Anlaşılır
- "Çeşmeden sökülmüş o kitabenin yeri kendisinden daha beliğ bir şekilde, hafızamda kaldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Belagati olan, belagatli
- DÜBEL
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva
-
4-20 mm çaplarında, uçları yarık ve tırtıllı, baş tarafı uca doğru daralan delikli, orta sert veya sert plastikten yapılmış özel kavela
-
[isim]
Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva
- BELGE
-
-
[isim]
Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman
- "Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman
- BELDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
-
Mekân, yer, çevre
- "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
- CEBEL
-
-
[isim]
Sahipsiz, boş toprak
-
Ekilmemiş tarla, ekime elverişli olmayan yer
-
[isim]
Sahipsiz, boş toprak
- BELGİ
-
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan
-
Şiar
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan
- BELİT
-
-
[isim]
Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom
- ""Tüm, parçaların her birinden büyüktür" sözü bir belittir."
-
[isim]
Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom
- BELEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen
-
[sıfat]
Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen