İçinde be olan 6 harfli 153 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

RAĞBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, arzu, ilgi
    • "İtalyan kadınları o kumaşlara o kadar rağbet göstermişlerdir ki..." (Falih Rıfkı Atay)
    • "... haftanın bir gecesinde yalnız kadınlara oynayacak kadar mahallede rağbet kazandı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Beğenme, itibar
    • "Fakat memlekette böylelerine rağbet yok." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

BEDAVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Karşılıksız, parasız, emeksiz, caba
    • "Muharebe içinde herkese bedava şeker, pirinç, bulgur dağıtmış." (Ömer Seyfettin)
  2. Çok ucuz
  3. [zarf] Herhangi bir bedel ödemeden
    • "Bedava yaşıyoruz bedava / Hava bedava, bulut bedava / Dere tepe bedava." (Orhan Veli Kanık)

BELGİT

  1. [isim] Senet
  2. Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan

GALEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yengi
    • "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
    • "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Üstünlük, çokluk
    • "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)

BEHİME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dört ayaklı hayvan
    • "Bu sefil, kalpsiz, hissiz, behimeyi andıran halka, gördüklerini naklettiler." (Yahya Kemal Beyatlı)

ASBEST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi

BEYGİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] At
  2. Sadece yük taşımakta veya araba çekmekte kullanılan at
  3. Atlama beygiri

BEZGİN

  1. [sıfat] Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
    • "Mecalsiz, bezgin bir hâlde yatağa girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HİTABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söylev
    • "Doktor Hikmet'e yönelmiş olmakla beraber sözleri artık umumi bir hitabe şeklini alıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ANBEAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Her an
    • "Anbean bekleniyor."
  2. Zaman zaman
  3. Giderek

BENZEŞ

  1. [sıfat] Birbirine benzeyen, aralarında benzerlik bulunan, müşabih, nazir

BERBER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya bunu meslek edinen kimse, erkek berberi
  2. Bu işin yapıldığı dükkân, erkek berberi
    • "Bütün dükkânlar, bakkallar, berberler, kunduracılar bu ana yolun üzerindedir." (Sait Faik Abasıyanık)

BENCİL

  1. [sıfat] Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist
    • "Bencildir insanoğlu, bencil olduğu için de yalnız kendi dertlerini düşünür, yalnız onlara inanır." (Nurullah ataç)
  2. Bencilik öğretisine inanan

EBESİZ

  1. [sıfat] Ebesi olmayan
  2. [zarf] Ebe bulunmaksızın, ebe olmaksızın
    • "Ebesiz doğurdum, dedi, ebe hekim demektir. Ben hasta mıyım?" (Ömer Seyfettin)

SAHABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
  2. Sahipler, sahip çıkanlar

BERELİ

  1. [sıfat] Beresi olan
    • "Zaten siyah bereli kadın da hep aynı yerde idi." (Peyami Safa)

BEDNAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü ün kazanan, kötülüğü ile dillere düşen

BESLEK

  1. [isim] Besleme, hizmetçi, ahretlik

BEDDUA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış
    • "Şaban da elinde olmaksızın çocuktan söz ederken kendi karısına beddua ediyordu." (Halide Edip Adıvar)

BEDENİ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü