İçinde be olan 6 harfli 153 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ENGEBE

  1. [isim] Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız

BETİLİ

  1. [sıfat] İçinde insan, hayvan ve doğa ögeleri bulunan (resim veya heykel), figüratif

BEYLİK

  1. [isim] Bey olma durumu
  2. Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi
  3. [sıfat] Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî
  4. [sıfat] Herkesin kullandığı, herkesin bildiği
    • "Çaresiz yine güneyde beylik bir tatil köyüne gideceğiz." (Haldun Taner)
  5. [sıfat] Basmakalıp
    • "Aramızdaki konuşmalar, beylik konuşmalar sınırını aşmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Rahat yaşama
  7. Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emirlik, emaret, mirlik
    • "Sonunda bütün bu beylikler Osmanlı İmparatorluğu'nun bayrağı altında toplandı." (Cahit Uçuk)
  8. Hükûmet
    • "Beylikten alacaklı olmak."

BEHİŞT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cennet

SAHABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
  2. Sahipler, sahip çıkanlar

BEDAVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Karşılıksız, parasız, emeksiz, caba
    • "Muharebe içinde herkese bedava şeker, pirinç, bulgur dağıtmış." (Ömer Seyfettin)
  2. Çok ucuz
  3. [zarf] Herhangi bir bedel ödemeden
    • "Bedava yaşıyoruz bedava / Hava bedava, bulut bedava / Dere tepe bedava." (Orhan Veli Kanık)

TABELA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha
    • "Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum." (Refik Halit Karay)
  2. Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge
  3. Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt

BERLİN
...
CEBELİ

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu döneminde, savaş sırasında tımar, zeamet sahiplerinin dirlikleri oranına göre yanlarında götürmekle yükümlü bulundukları atlı asker
  2. Aynı dönemde illerdeki atlı inzibat kuvveti

BERTİK

  1. [isim] Yara, bere
  2. Deride mor leke, çürük
  3. [sıfat] İncinmiş, burkulmuş

ALBENİ

  1. [isim] Çekicilik
    • "Son yirmi yılın matematikçileri bilimlerine albeni verebilmek için yeni bir matematik buldular." (Haldun Taner)

KEBERE

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Gebre otu

BEYNEN
...
HARABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
    • "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
    • "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." (Sait Faik Abasıyanık)

BEŞGEN

  1. [isim] Beş kenarlı çokgen, muhammes
  2. [sıfat] Bu biçimde olan

ŞOFBEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gaz veya elektrikle çalışarak sıcak su sağlayan araç

TEMBEL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç
    • "Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ)
    • "Galiba karaciğeri de tembel." (Haldun Taner)

EZBERE

  1. [zarf] Ezberleyerek, bir yerden okumayarak, bir yere bakmayarak
    • "Siz piyesi âdeta ezbere biliyorsunuz." (Peyami Safa)
    • "Buraların altını ezbere bilirim, ezbere." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Aslını, gerçeğini anlamadan, bilmeden, düşünmeden, incelemeden
    • "Sen bunu ezbere söylüyorsun."

BEŞTAŞ

  1. [isim] Beş tane taşla oynanan bir tür çocuk oyunu

İCABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme
  2. Bir buyruk veya isteğe uyma, kabul etme, razı olma

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü