İçinde b olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EBE
-
-
[isim]
Doğum işini yaptıran kadın
- "Ebe demek yarım doktor demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Birçok oyunların tersine herkes ebe olmak istiyor, sahte yanlışlıklar yapıyordu." (Peyami Safa)
-
Büyük anne, nine
-
Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk
-
[isim]
Doğum işini yaptıran kadın
- BUT
-
-
[isim]
İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
-
Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
- "Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına." (Reşat Enis)
-
[isim]
İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
- BAK
-
-
işte
- "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Bak, bu söylediğin doğru!"
- "Bak bak, neler olmuş da haberimiz yok!"
- "Kim olduğumu anlasın bakalım!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
şaşma anlatan bir söz
- "Bak şu işe!"
- "Akşam oluyor, baksana hava karardı."
-
küçümseme bildiren bir söz
- "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." (Orhan Veli Kanık)
- "Adamın aklına bak! Lafa bak! Kılığa bak!"
-
işte
- BİN
-
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
- "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
-
[sıfat]
On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- BİZ
-
-
[zamir]
Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
- "Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz!" (Atatürk)
- "Şehir uşağıyız. Bize de mi lolo? Bu işin içinde bir karı dalaveresi olduğunu anladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bazen teklik birinci kişi zamiri "ben" yerine kullanılan bir söz
- "Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zamir]
Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
- BOK
-
-
[isim]
Dışkı
-
Güç durum
- "Boka batmak. Boka düşmek."
-
[sıfat]
Hor görülen, tiksinilen
- "Bırak şu bok herifi."
-
[isim]
Dışkı
- BAĞ
-
-
[isim]
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne
- "Ayakkabının bağı çözüldü."
-
Sargı
- "Yaramın bağını değiştireceğim."
-
Bağlam, deste, demet
- "Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz."
-
İlgi, ilişki, rabıta
- "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." (Anayasa)
-
Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti
- "Eklem bağı, asıcı bağ."
-
Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm
-
Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret
-
[isim]
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne
- TAB
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mizaç, huy, tabiat, karakter
-
[isim]
Mizaç, huy, tabiat, karakter
- BEN
-
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
-
En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
-
Saçta, sakalda beliren beyazlık
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- BEL
-
-
[isim]
İşaret
-
[isim]
İşaret
- BAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kapı
-
Kitaplarda bölüm, başlık
-
Konu, husus
- "Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı." (Haldun Taner)
-
Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri
-
[isim]
Kapı
- BOM
-
-
[isim]
Bir çeşit kumar
- "Akşamları Atpazarı'na bakan Altındiş'in kahvesinde bom oynarken gelir, omuz başımda durur, beni seyrederdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir çeşit kumar
- ABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- "Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
- "Ayağında bir aba potur vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
- "Aba var, post var, meydanda er yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kepenek (I)
-
[isim]
Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- HAB
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Uyku
-
[isim]
Uyku
- RAB
- ...
- BED
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, tuhaf
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, tuhaf
- BAM
- ...
- BUZ
-
-
[isim]
Donarak katı duruma gelmiş su
- "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." (Tarık Dursun K)
- "Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu." (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
- "Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!"
- "Bu sefer avuçlarımla yanaklarım buz kesiliyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Donarak katı duruma gelmiş su
- BÜK
-
-
[isim]
Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu
-
Böğürtlen
-
Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar
-
Dönemeç
-
[isim]
Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu
- ABE
-
-
[ünlem]
Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz