İçinde b olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EBE

  1. [isim] Doğum işini yaptıran kadın
    • "Ebe demek yarım doktor demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Birçok oyunların tersine herkes ebe olmak istiyor, sahte yanlışlıklar yapıyordu." (Peyami Safa)
  2. Büyük anne, nine
  3. Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk

BUT

  1. [isim] İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
  2. Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
    • "Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına." (Reşat Enis)

BAK

  1. işte
    • "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Bak, bu söylediğin doğru!"
    • "Bak bak, neler olmuş da haberimiz yok!"
    • "Kim olduğumu anlasın bakalım!" (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. şaşma anlatan bir söz
    • "Bak şu işe!"
    • "Akşam oluyor, baksana hava karardı."
  3. küçümseme bildiren bir söz
    • "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." (Orhan Veli Kanık)
    • "Adamın aklına bak! Lafa bak! Kılığa bak!"

BİN

  1. [isim] Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
    • "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
  3. [sıfat] On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
  4. [sıfat] Pek çok, çok sayıda
    • "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)

BİZ

  1. [zamir] Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
    • "Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz!" (Atatürk)
    • "Şehir uşağıyız. Bize de mi lolo? Bu işin içinde bir karı dalaveresi olduğunu anladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bazen teklik birinci kişi zamiri "ben" yerine kullanılan bir söz
    • "Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

BOK

  1. [isim] Dışkı
  2. Güç durum
    • "Boka batmak. Boka düşmek."
  3. [sıfat] Hor görülen, tiksinilen
    • "Bırak şu bok herifi."

BAĞ

  1. [isim] Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne
    • "Ayakkabının bağı çözüldü."
  2. Sargı
    • "Yaramın bağını değiştireceğim."
  3. Bağlam, deste, demet
    • "Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz."
  4. İlgi, ilişki, rabıta
    • "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." (Anayasa)
  5. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti
    • "Eklem bağı, asıcı bağ."
  6. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm
  7. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret

TAB

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mizaç, huy, tabiat, karakter

BEN

  1. [isim] Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
    • "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
  2. En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
  3. Saçta, sakalda beliren beyazlık

BEL

  1. [isim] İşaret

BAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kapı
  2. Kitaplarda bölüm, başlık
  3. Konu, husus
    • "Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı." (Haldun Taner)
  4. Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri

BOM

  1. [isim] Bir çeşit kumar
    • "Akşamları Atpazarı'na bakan Altındiş'in kahvesinde bom oynarken gelir, omuz başımda durur, beni seyrederdi." (Sait Faik Abasıyanık)

ABA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
    • "Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
  3. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Ayağında bir aba potur vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
    • "Aba var, post var, meydanda er yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Kepenek (I)

HAB

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Uyku

RAB
...
BED

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü, çirkin, tuhaf

BAM
...
BUZ

  1. [isim] Donarak katı duruma gelmiş su
    • "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." (Tarık Dursun K)
    • "Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu." (Reşat Enis)
  2. [sıfat] Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
    • "Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!"
    • "Bu sefer avuçlarımla yanaklarım buz kesiliyor." (Aka Gündüz)

BÜK

  1. [isim] Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu
  2. Böğürtlen
  3. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar
  4. Dönemeç

ABE

  1. [ünlem] Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü