İçinde aş olan 8 harfli 326 kelime var. İçerisinde AŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aş olan kelimeler listesine ya da Sonu aş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DIRLAŞMA
-
-
[isim]
Dırlaşmak işi
-
[isim]
Dırlaşmak işi
- BAĞLAŞIM
-
-
[isim]
Eşleme
-
Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi
-
Bir dizgenin veya alt dizgenin başka bir dizge üzerindeki etkisi
-
[isim]
Eşleme
- OYDAŞMAK
-
-
[nsz]
Düşünce birliği içerisinde olmak
-
[nsz]
Düşünce birliği içerisinde olmak
- TAŞITMAK
-
-
[-i]
Taşıma işini yaptırmak
- "Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok, diye düşünüyordum." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Taşıma işini yaptırmak
- HAŞVİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözde ve yazıda gereksiz olan bölümler
-
[isim]
Sözde ve yazıda gereksiz olan bölümler
- BAŞLANIŞ
- ...
- BAŞYAPIT
-
-
[isim]
Şaheser
- "Sinan şimdi sağ olsaydı, ne başyapıtlar yaratırdı acaba?" (Aydın Boysan)
-
[isim]
Şaheser
- TAŞKIRAN
-
-
[isim]
Taşkıran otu
-
[isim]
Taşkıran otu
- TOPLAŞIK
-
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplu hâle getirilmiş
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplu hâle getirilmiş
- YARAŞMAK
-
-
[nsz]
Yakışmak, uymak
- "Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır." (Sermet Muhtar Alus)
-
Yatkın olmak
- "Söylenen sözü anlıyor, eli hemen her işe yaraşıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Yakışmak, uymak
- DOLAŞMAK
-
-
[nsz]
Gezmek, gezinmek
- "Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Doğru gitmeyip yolu uzatmak
- "Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız."
-
Dönüp başka bir yönden gelmek
- "Dolaş da arka kapıdan gel."
-
Kan, damarlarda yer değiştirmek
- "Damarlarında aynı kan dolaşıyor."
-
Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek
- "Saçları taranmamaktan dolaşmış."
-
[-i]
Bir yeri belli bir amaçla gezmek
- "Müzeleri dolaşmak."
-
Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek
-
Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek
-
Gezinmek
-
Çok kimse tarafından söylenmek
-
Belirmek
- "Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Gezmek, gezinmek
- HAŞLANMA
-
-
[isim]
Haşlanmak işi
-
[isim]
Haşlanmak işi
- RUSLAŞMA
- ...
- SALAŞPUR
-
-
[isim]
Seyrek dokunmuş, astarlık ince bez
- "Yalnız belinden fazla olarak murdar bir salaşpur sarkıyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Seyrek dokunmuş, astarlık ince bez
- BAĞLAŞIK
-
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
-
Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim)
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
- ANAVAŞYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Göçücü balıkların Akdeniz'den Karadeniz'e çıkması, katavaşya karşıtı
-
[isim]
Göçücü balıkların Akdeniz'den Karadeniz'e çıkması, katavaşya karşıtı
- LOŞLAŞMA
-
-
[isim]
Loşlaşmak işi
-
[isim]
Loşlaşmak işi
- ULAŞILMA
-
-
[isim]
Ulaşılmak işi
-
[isim]
Ulaşılmak işi
- YANAŞMAK
-
-
[-e]
Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek
- "Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Vapur, kayık vb. kıyıya varmak
- "Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü." (Refik Halit Karay)
-
Karışmak, ilgilenmek, istek göstermek
- "Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
İlişki kurmak
- "Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-e]
Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek
- SIVAŞMAK
-
-
[-e]
Bulaşmak, üstüne sürülmek
-
[nsz]
Sıvık veya sıvışık bir duruma gelmek
-
[-e]
Bulaşmak, üstüne sürülmek