İçinde aş olan 8 harfli 326 kelime var. İçerisinde AŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aş olan kelimeler listesine ya da Sonu aş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AŞILANIŞ
-
-
[isim]
Aşılanma işi veya biçimi
-
[isim]
Aşılanma işi veya biçimi
- TAŞKIRAN
-
-
[isim]
Taşkıran otu
-
[isim]
Taşkıran otu
- BAŞÇAVUŞ
-
-
[isim]
Astsubay başçavuş
- "Başçavuş, kalabalığı dağıtmaya çalışan jandarmalara seslendi." (Necati Cumalı)
-
Yeniçeri Ocağının çavuşu
-
[isim]
Astsubay başçavuş
- KAŞBASTI
-
-
[isim]
Başa ve alna bağlanan bağ, çatkı
-
[isim]
Başa ve alna bağlanan bağ, çatkı
- KULLAŞMA
-
-
[isim]
Kullaşmak işi veya durumu
-
[isim]
Kullaşmak işi veya durumu
- GAZİPAŞA
- ...
- KAYNAŞMA
-
-
[isim]
Kaynaşmak işi
- "Atmosfer karşılıklı anlayış ve kaynaşma atmosferi idi." (Haldun Taner)
-
Kalabalığın çok olduğu bir yerde kıpırdanma, hareketlilik
-
Huzursuzluk
- "Meclisteki kaynaşmalar yatıştı ve normal bir durum sağlanabildi mi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kaynaşmak işi
- LALAPAŞA
- ...
- ADLAŞMAK
-
-
[nsz]
Ad durumuna gelmek
-
[nsz]
Ad durumuna gelmek
- KARINDAŞ
-
-
[isim]
Kardeş
-
[isim]
Kardeş
- KONUMDAŞ
- ...
- KÖŞEBAŞI
-
-
[isim]
Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer
- "Şu iki köşebaşı arasında senelerden beri ne hatıralar?" (Peyami Safa)
- "Amatör diplomatlar, küme küme köşebaşlarını tutmuş ve bozgunculuk propagandasına girmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Önemli makam
-
[isim]
Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer
- ZORLAŞMA
-
-
[isim]
Zorlaşmak durumu
-
[isim]
Zorlaşmak durumu
- YAŞATMAK
-
-
[-i]
Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek
- "Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı." (Haldun Taner)
-
Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak
- "O karısını yaşatıyor."
-
[nsz]
Keyiflendirmek, mutlu etmek
- "... böyle bir gece daha yaşatması mümkün değildi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Sürdürmek, devam ettirmek
- "Onu içimizde yaşatıyoruz."
-
[-i]
Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek
- AŞABİLME
-
-
[isim]
Aşabilmek işi
-
[isim]
Aşabilmek işi
- GÜNAŞIRI
-
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- "Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Bir gün ara ile, iki günde bir
- PAŞABABA
-
-
[isim]
Paşalık yapmış dede
-
[isim]
Paşalık yapmış dede
- HAŞILSIZ
- ...
- SIRDAŞÇA
-
-
[zarf]
Sırdaşlığa yakışır bir biçimde
- "Baş başa verip birbirlerine sırdaşça bir şeyler fısıldıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Sırdaşlığa yakışır bir biçimde
- KADEHDAŞ
-
-
[isim]
Birlikte içki içmeyi seven kadeh arkadaşı
- "Hele içerken, insan mutlaka bir kadehdaş istiyor." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Birlikte içki içmeyi seven kadeh arkadaşı