İçinde aş olan 5 harfli 86 kelime var. İçerisinde AŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aş olan kelimeler listesine ya da Sonu aş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AŞEVİ
-
-
[isim]
Lokanta
-
Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane
-
Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer
-
Tekkelerde yemek pişirilen yer
-
[isim]
Lokanta
- HAŞİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sert, kırıcı, gönül kırıcı
- "Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Sert, kırıcı, gönül kırıcı
- GEVAŞ
- ...
- AŞICI
-
-
[isim]
Aşı yapan kimse
-
[isim]
Aşı yapan kimse
- SALAŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
- "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
-
Tahtadan yapılmış (baraka)
- "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen
-
[isim]
Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
- AŞARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ondalık
-
[isim]
Ondalık
- HAŞİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doldurma
-
Yazıyı veya konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma
-
[isim]
Doldurma
- ÜÇTAŞ
-
-
[isim]
Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu
-
[isim]
Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu
- AKBAŞ
-
-
[isim]
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
-
[isim]
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
- OYNAŞ
-
-
[isim]
Aralarında toplumca hoş karşılanmayan ilişkiler bulunan kadın veya erkekten her biri
- "Bu da öğretmen gibi; gözü işte, aklı oynaşta!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Aralarında toplumca hoş karşılanmayan ilişkiler bulunan kadın veya erkekten her biri
- BAŞAK
-
-
[isim]
Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
- "Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün
-
[isim]
Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
- YAŞLI
-
-
[sıfat]
Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)
- "Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yaşı ilerlemiş kimse
- "Bu yaşlıları kapısının arkasına yığdılar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)
- KAŞAN
-
-
[isim]
Hizmet veya binek hayvanları durup işeme
-
[isim]
Hizmet veya binek hayvanları durup işeme
- AŞMAK
-
-
[-den]
Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
- "İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Süre geçmek, bitmek, sona ermek
- "Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu." (Tarık Buğra)
-
[-e]
Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek
-
[nsz]
Görünmeden kaçmak
- "Herif çoktan aşmış."
-
[-den]
Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
- BAŞKA
-
-
[sıfat]
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim." (Haldun Taner)
-
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
- "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[edat]
"Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- SUTAŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakınız sutaşı
-
[isim]
Bakınız sutaşı
- BAŞTA
-
-
[zarf]
İlk olarak
- "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "İpekçilikte Bursa başta gelir."
-
Özellikle
-
[zarf]
İlk olarak
- DALAŞ
-
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
- TAŞLI
-
-
[sıfat]
İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)
- "Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, taşlı bulgur pilavı yemişler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Üzerinde taş bulunan
- "İri taşlı tespihinin parmakları arasında arada bir şıkırdaması..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üzerinde süs taşı bulunan
- "Taşlı yüzük."
-
[sıfat]
İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)
- HAŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplanma, bir araya gelme
-
Kıyamet gününde ölülerin diriltilip mahşere çıkarılması
- "Haşre kadar beklesen bu iş olmaz."
-
[isim]
Toplanma, bir araya gelme