İçinde olan 5 harfli 86 kelime var. İçerisinde AŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aş olan kelimeler listesine ya da Sonu aş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAŞİF
...
KAŞLI

  1. [sıfat] Herhangi bir nitelikte kaşı olan
    • "Çatık kaşlı adam. İnce kaşlı kadın. Kaşlı yüzük."

HAŞIR
...
YAVAŞ

  1. [sıfat] Hızlı olmayan, çabuk karşıtı
    • "Yavaş bir yürüyüş."
  2. Yumuşak huylu, yumuşak başlı
    • "Yavaş adam. Yavaş at."
  3. Alçak, hafif
  4. [zarf] Alçak, hafif bir biçimde
    • "Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [zarf] Hızlı olmayarak
    • "Yavaş vurdu."

MAŞER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan topluluğu, toplum

ABRAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alaca benekli
    • "Abraş at."
  2. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı)
  3. Çarpık, eğri, düzgün olmayan
  4. Ters, kaba, görgüsüz (kimse)
  5. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan, çapar (kimse)
  6. [isim] Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
  7. [isim] Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
  8. [isim] Deseni ve atkısı bozuk halı

AŞILI

  1. [sıfat] Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
    • "Tifoya karşı aşılı kimse."
  2. Kendisine aşı yapılmış (bitki)

ABAŞO

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama
  2. [sıfat] Alt, alttaki, aşağı

VAŞAK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kedigillerden, kulakları sivri, dişleri ve tırnakları keskin, kürkünden yararlanılan çok yırtıcı hayvan (Lynx lynx)

SUTAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bakınız sutaşı

BULAŞ
...
YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

GEVAŞ
...
BAŞKA

  1. [sıfat] Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
    • "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim." (Haldun Taner)
  2. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
    • "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor." (Halide Edip Adıvar)
  3. [edat] "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz

KUMAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
    • "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

FARAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplanan süprüntüleri alıp atmak için kullanılan teneke veya plastikten yapılmış kısa saplı bir tür kürek
    • "Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı." (Ercüment Ekrem Talu)

SALAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
    • "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
  2. Tahtadan yapılmış (baraka)
    • "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

HAŞAT

  1. [sıfat] Darmadağınık, işe yaramaz, bozuk, kötü
  2. Yorgun, bitkin

ŞABAŞ
...
TIRAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saç veya sakalı kesme işi, yülüme
    • "Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ve hele kaybedilecek zaman yüzünden ya tıraş olmaya ya da temizlenmeye vakit kalmazsa..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme
    • "Asker tıraşı."
  3. Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal
    • "Üç günlük tıraşıyla hasta yatıyordu."
  4. Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma
  5. Yalan, asılsız, bıktırıcı söz
    • "Bırak tıraşı, doğru konuş."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü