İçinde ası olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde ASI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ası olan kelimeler listesine ya da Sonu ası ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ASI
2 Harfli Kelimeler
AS, IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAHASI
-
-
[isim]
Fazlası, ilavesi
- "Dahası var fakat dahasını siz merak edip arayın, bulun." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Fazlası, ilavesi
- ASILLI
-
-
[sıfat]
Bir kökene dayanan, kökenli
- "İngiliz asıllı."
-
[sıfat]
Bir kökene dayanan, kökenli
- ANASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ögeler
-
[isim]
Ögeler
- BELASI
- ...
- ABASIZ
-
-
[sıfat]
Aba giymemiş olan
- "İçim muradına ermiş / Abasız postsuz bir derviş." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Aba giymemiş olan
- ASILMA
-
-
[isim]
Asılmak işi
-
[isim]
Asılmak işi
- ANASIZ
-
-
[sıfat]
Anası olmayan
- "Anasız çocuklardı, üvey ana cehennemi idi." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Anası olmayarak
-
[sıfat]
Anası olmayan
- BASILI
-
-
[sıfat]
Basılarak yerleştirilmiş
- "Peynir basılı küp."
-
Basımevinde basılmış, matbu
-
[sıfat]
Basılarak yerleştirilmiş
- BOĞASI
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
İnce bez, astar
-
[isim]
İnce bez, astar
- FASILA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aralık, ara, kesinti
- "Kısa bir fasıladan sonra kadının sesi tekrar işitildi." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Birer kart göndererek baş ağrılarından dolayı bu kabullere fasıla verdiğini bildirmişti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Aralık, ara, kesinti
- BASINÇ
-
-
[isim]
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
- "Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır."
- "Katı cisimler, üzerine konuldukları yüzeylere, yere doğru, sıvılar ise içinde bulundukları kabın dibine ve yanlarına doğru basınç yaparlar."
-
[isim]
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik
- OVASIZ
-
-
[sıfat]
Ovası olmayan
-
[sıfat]
Ovası olmayan
- SASIMA
-
-
[isim]
Sasımak işi, tefessüh
-
[isim]
Sasımak işi, tefessüh
- VASITA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Araç
- "Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür." (Atatürk)
-
Aracı
- "Geçim bakımından da aynı yolu tutanlar vardır; memur kayırmak, mümkünse vasıta olmak suretiyle!" (Refik Halit Karay)
-
Aracılık
-
Taşıt
-
[isim]
Araç
- ŞURASI
-
-
[isim]
Şu yer
- "Şurasının manzarası daha güzel."
-
Şunu
- "Şurasını unutmayın ki bilgisizlik her türlü felakete yol açabilir."
-
[isim]
Şu yer
- CABASI
- ...
- ASILTI
-
-
[isim]
Çözünemeyen madde parçacıklarının dibe çökmeden bir sıvı ortamda kalmış durumu, süspansiyon
-
Böyle bir sıvı karışımı, süspansiyon
-
[isim]
Çözünemeyen madde parçacıklarının dibe çökmeden bir sıvı ortamda kalmış durumu, süspansiyon
- DUASIZ
-
-
[sıfat]
Dua okumayan, dua etmeyen
-
[sıfat]
Dua okumayan, dua etmeyen
- MUASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çağdaş
- "Muasır medeniyet."
-
[sıfat]
Çağdaş
- ARASIZ
-
-
[zarf]
Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira
-
[zarf]
Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira