İçinde almak olan 30 kelime var. İçerisinde ALMAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında almak olan kelimeler listesine ya da Sonu almak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
OTURAKALMAK, UYUYAKALMAK
ARTAKALMAK, BAKAKALMAK, DONAKALMAK, DURAKALMAK, KALAKALMAK, ŞAŞAKALMAK
DEVRALMAK, FEYZALMAK, KARTALMAK
ALÇALMAK, BOLALMAK, BOŞALMAK, BUNALMAK, ÇOĞALMAK, DARALMAK, DOMALMAK, KISALMAK, KOCALMAK, SAĞALMAK, YAMALMAK, YOĞALMAK
AZALMAK, UFALMAK
ÇALMAK, DALMAK, KALMAK, SALMAK
ALMAK
A A K L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
ALMAK, KALMA, MALAK
4 Harfli Kelimeler
AKMA, ALMA, AMAL, KALA, KAMA, LAKA, LAMA, MALA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ALA, AMA, KAL, KAM, LAK, LAM, MAL
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, AM, LA, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UYUYAKALMAK
- ...
- OTURAKALMAK
- ...
- DONAKALMAK
-
-
[nsz]
Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek
- "Kaşlarını kaldırarak kafasını salladığı saniye donakalmıştım." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek
- BAKAKALMAK
-
-
[nsz]
Şaşkınlığa uğrayıp ne yapacağını bilmez durumda kalmak
- "Bakakalırım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize dünya güzel" (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Şaşkınlığa uğrayıp ne yapacağını bilmez durumda kalmak
- ARTAKALMAK
-
-
[-den]
Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak
- "Artakalan para ile çocuk pek güç geçiniyordu." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[-den]
Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak
- DURAKALMAK
- ...
- ŞAŞAKALMAK
-
-
[-e]
Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek
- "Babam bu dostunu görmeye gittikçe onun bir bekleyişten ibaret hayatına şaşakalırmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-e]
Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek
- KALAKALMAK
-
-
[nsz]
Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
-
Güç durumda kalmak
- "Arka tekerler alıp başını geçti gitti. Kırk yolcu yolun ortasında kalakaldık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[nsz]
Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
- KARTALMAK
-
-
[nsz]
Yaşlanmak, kartlaşmak
-
[nsz]
Yaşlanmak, kartlaşmak
- FEYZALMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-den]
Etkilenmek, olgunlaşmak, ders almak
- "Umarız ki güzel yazılarınıza burada da devam edeceksiniz. Biz onlardan çok feyzaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-den]
Etkilenmek, olgunlaşmak, ders almak
- DEVRALMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir şeyi devir yoluyla almak, teslim almak
- "Nöbeti devraldı."
-
[-i]
Bir şeyi devir yoluyla almak, teslim almak
- BUNALMAK
-
-
[nsz]
Soluk alması güçleşmek
- "Hoca bu son sözleri söylerken havasızlıktan bunalıyor gibi başını tavana kaldırıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çok sıkılmak, çok tedirgin olmak
- "Geçenlerde yeni çıkan uzunca bir şiirini okuyuncaya kadar bunaldım." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Soluk alması güçleşmek
- SAĞALMAK
-
-
[nsz]
Sağlığa kavuşmak, iyileşmek
-
[nsz]
Sağlığa kavuşmak, iyileşmek
- ALÇALMAK
-
-
[nsz]
Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağı doğru inmek
-
İnsanın değeri azalmak
-
[nsz]
Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağı doğru inmek
- BOŞALMAK
-
-
[nsz]
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
-
Dışarıya akmak, dökülmek
-
Gevşemek, açılmak
- "Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
- "Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Hayvan, bağından kurtulmak
-
[nsz]
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
- ÇOĞALMAK
-
-
[nsz]
Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak
- "Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[nsz]
Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak
- KISALMAK
-
-
[nsz]
Kısa duruma gelmek
-
Süresi azalmak
-
[nsz]
Kısa duruma gelmek
- DARALMAK
-
-
[nsz]
Dar duruma gelmek, küçülmek
-
Azalmak
- "Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Zayıflamak
- "Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçleşmek, zorlaşmak
- "Geçimi daraldı."
-
Sıkışmak, başı dara gelmek, bunalmak
- "Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Dar duruma gelmek, küçülmek
- YAMALMAK
-
-
[nsz]
Biçimini, rengini doğaya uydurarak saklanmak
-
[nsz]
Biçimini, rengini doğaya uydurarak saklanmak
- BOLALMAK
-
-
[nsz]
Bollaşmak
-
[nsz]
Bollaşmak