İçinde ak olan 5 harfli 334 kelime var. İçerisinde AK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ak olan kelimeler listesine ya da Sonu ak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKKÖY
- ...
- ŞAKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekül
-
[isim]
Çekül
- BAKAÇ
-
-
[isim]
Dürbün
-
Vizör
-
[isim]
Dürbün
- TAKSA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
-
[isim]
Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
- AKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek oyuncu
- "Bir tiyatro kumpanyasında aktör oldum." (Halide Edip Adıvar)
-
Olduğundan başka türlü görünen kimse
-
[isim]
Erkek oyuncu
- KOZAK
-
-
[isim]
Kozalak
-
Metalden yapılmış, içine antlaşma ve padişah mektuplarının konulduğu kutu
-
[isim]
Kozalak
- LAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir balık türü (Epinephelus zeneus)
-
[isim]
Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir balık türü (Epinephelus zeneus)
- KAVAK
-
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 m'ye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç (Populus)
-
[isim]
Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 m'ye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç (Populus)
- NAKIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bozma, çözme
-
Kırma
-
[isim]
Bozma, çözme
- ÇAKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kul, köle, cariye, yanaşma
- "Ayağınızın türabıyım, çakeriniz efendimizi dünyada bırakmam." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kul, köle, cariye, yanaşma
- FAKÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Benek
-
[isim]
Benek
- İMSAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oruca başlama zamanı
- "İmsake beş dakika kaldı."
-
Bir şeyden el çekerek nefsine hâkim olma
-
Cimrilik
-
[isim]
Oruca başlama zamanı
- DAMAK
-
-
[isim]
Ağız boşluğunun tavanı, tabanı
- "Şerbetin tadı damaklarına, serinliği midelerine yayılınca..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ağız boşluğunun tavanı, tabanı
- FAKİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
- "En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Olması gerekenden az
- "Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş
-
Zavallı, kimsesiz
- "Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
- "Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım." (Şemseddin Sami)
-
[sıfat]
Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
- SAÇAK
-
-
[isim]
Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
- "Perdenin saçağı."
-
Görünüşü bu püskülü andıran
- "Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. bana yalnız tozları kalıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Havlu, halı vb.nin kenarı boyunca sarkan püskül
-
Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü
-
Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir potansiyel verilen ve nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı
-
[isim]
Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
- AKSAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısımlar
-
[isim]
Kısımlar
- KULAK
-
-
[isim]
Başın her iki yanında bulunan işitme organı
- "Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Bazıları hava kirlenmesinde olduğu gibi bu eleştirileri kulak ardı ediyorlar." (Haldun Taner)
- "Bunların sözlerine ne diye kulak asıyor, ona göre yapacağın işi kestiriyorsun?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir kere söze başladı mı isterdi ki herkes kulak kesilip onu dinlesin." (Haldun Taner)
-
Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
- "Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
-
Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
-
Sabanın toprağa giren kısmının iki yanında bulunan ve toprağı yollara dökmeye yarayan parça
-
Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
-
Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği
-
[isim]
Başın her iki yanında bulunan işitme organı
- JAKAR
- ...
- KAKIÇ
-
-
[isim]
Balık avında kullanılan, ucu demir kancalı bir çeşit zıpkın
-
[isim]
Balık avında kullanılan, ucu demir kancalı bir çeşit zıpkın
- NAKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Para, akçe
-
Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit
-
[isim]
Para, akçe