İçinde bel olan 8 harfli 50 kelime var. İçerisinde BEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bel olan kelimeler listesine ya da Sonu bel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEL, LEB
2 Harfli Kelimeler
BE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELİRTEÇ
-
-
[isim]
Zarf
-
Ayıraç
-
[isim]
Zarf
- EBELEYİŞ
-
-
[isim]
Ebeleme işi veya biçimi
-
[isim]
Ebeleme işi veya biçimi
- TEBELLÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Billurlaşma
-
Belirme
- "Müzakeremiz neticesinde de kuvvetli bir hükûmet esası tebellür etmiş bulunuyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Billurlaşma
- BELİRGİN
-
-
[sıfat]
Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih
- "Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi." (Erhan Bener)
-
[sıfat]
Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih
- BELMOPAN
- ...
- BELİRTME
-
-
[isim]
Belirli kılma, görüş bildirme, tasrih
- "Gördüğüm aksaklıklar varsa belirtmemi istediler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Belirli kılma, görüş bildirme, tasrih
- BELİRTİŞ
-
-
[isim]
Belirtme durumu veya biçimi
-
[isim]
Belirtme durumu veya biçimi
- BELEŞLİK
- ...
- BELEŞTEN
-
-
[zarf]
Emek vermeden, karşılıksız
- "Para olduğu vakit karşıki İsmail'in kahvesine gidersin, olmadığı vakit buraya gelir, kahveyi hep beleşten içersin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Emek vermeden, karşılıksız
- CAZİBELİ
-
-
[sıfat]
Alımlı
- "Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Önemli, ağırlığı olan
- "Zamanın en ciddi, en cazibeli bir meselesini konuşabilmek için oraya kapanmışlar ve kendilerini unutmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Alımlı
- BELLEYİŞ
-
-
[isim]
Belleme işi veya biçimi
-
[isim]
Belleme işi veya biçimi
- BELLİSİZ
-
-
[sıfat]
Belli olmayan, bilinemeyen
- "Ne kumaştan olduğu bellisiz murdar birer entari..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Belli olmayan, bilinemeyen
- BELİTKEN
-
-
[isim]
Belitler sistemi
-
[isim]
Belitler sistemi
- TUBELESS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[sıfat]
Bakınız içsiz (2)
-
[sıfat]
Bakınız içsiz (2)
- BELGESEL
-
-
[sıfat]
Belge niteliği taşıyan, dokümanter
- "Televizyon spikeri bu belgesel yayın boyunca hayli vaaz verdi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Belge niteliği taşıyan film veya televizyon programı
-
[sıfat]
Belge niteliği taşıyan, dokümanter
- SOBELEME
-
-
[isim]
Sobelemek işi
-
[isim]
Sobelemek işi
- BELETMEK
-
-
[-i]
Kundaklatmak
-
[-i]
Kundaklatmak
- TABELALI
- ...
- BELGELİK
-
-
[isim]
Belge ve yazıların saklandığı yer, arşiv
- "Belgelik müdürü."
-
[sıfat]
Belge almayı hak eden
-
[isim]
Belge ve yazıların saklandığı yer, arşiv
- BELGİSİZ
-
-
[sıfat]
Belirsiz
-
[sıfat]
Belirsiz