İçinde b olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] En kalın erkek sesi
  2. Sesi böyle olan sanatçı
  3. En kalın sesli orkestra çalgısı

BAT

  1. [isim] Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz

BAM
...
BAY

  1. [sıfat] Parası, malı çok olan, zengin (kimse)

BÖN

  1. [sıfat] Budala, saf, avanak, ahmak
    • "Genç adam çirkin hatta biraz bön." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

BAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Temel
    • "Baz fiyat."
  2. [isim] Taban
  3. [isim] Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde, esas

BAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kapı
  2. Kitaplarda bölüm, başlık
  3. Konu, husus
    • "Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı." (Haldun Taner)
  4. Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri

OBA

  1. [isim] Göçebelerin konak yeri
    • "Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan." (Yahya Kemal)
  2. Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile
    • "Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir." (Tarık Buğra)
  3. Genellikle bölmeli göçebe çadırı

ABA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
    • "Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
  3. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Ayağında bir aba potur vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
    • "Aba var, post var, meydanda er yok." (Yahya Kemal Beyatlı)
  5. Kepenek (I)

BEŞ

  1. [isim] Dörtten sonra gelen sayının adı
    • "Doktorun oğlu imtihansız geçmek değil, ağzı ile kuş tutsa bile beş para etmez." (Asaf Halet Çelebi)
  2. Bu sayıyı gösteren 5, V rakamlarının adı
  3. [sıfat] Dörtten bir artık
  4. İlkokul
    • "Biz okumadık. Beşi bitirdik; gazete, mektup okumasını söküp meramımızı anlatacak kadar..." (Tarık Dursun K)

BAR

  1. [isim] Anadolu'nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu
    • "Hançer barı."
    • "Bahçesi var, bağı var, ayvası var, narı var / Atamızdan yâdigâr bizde ata barı var" (Halk türküsü)

BED

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü, çirkin, tuhaf

BAÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu'nda gümrük vergisi
    • "Sirkeci'de 'oh' diye gözlerini açtı, şehrin ta göbeğinde bacını verdiği köprüyü yavaş yavaş geçti." (Ömer Seyfettin)
  2. Zorla alınan para, haraç
    • "Galata'da baç alınan evler bir gece içinde istiklallerini ilan ederek en meşhur hamilerini kovmuşlardı." (Ömer Seyfettin)

BEY

  1. [isim] Erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
    • "Eniştem Neyyir Bey'i kimin vurduğunu ben biliyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Erkek özel adları yerine kullanılan bir söz
    • "Bir bey sizi aradı."
  3. Eş, koca
    • "İki yol var önünde: ya beyinin dilini öğrenirsin, ya beyin senin dilini." (Tarık Dursun K)
  4. İskambil kâğıtlarında birli, as
    • "Gerçekten de doktora bir bey ile iki yedili gelmişti." (Tarık Buğra)
  5. Erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir
    • "Doktor bey. Damat bey."
  6. Küçük bir toplumun veya küçük bir devletin başkanı
    • "Karaman beyi. Menteşe beyi."
  7. Komutan
    • "Alay beyi. Uç beyi."
  8. Zengin, ileri gelen kimse, bay (I)

BOA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boa yılanı
  2. Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü

ABO
...
BEL

  1. [isim] İşaret

BİN

  1. [isim] Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
    • "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
  3. [sıfat] On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
  4. [sıfat] Pek çok, çok sayıda
    • "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)

TAB

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mizaç, huy, tabiat, karakter

LEB

  1. [isim] "Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak" anlamındaki leb demeden leblebiyi anlamak deyiminde geçen bir söz
    • "Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister." (Orhan Kemal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü